BÂYEZID BISTÂMİ

 Kuddise Sirruh


  Dogumu: ?

 Vefatı: Bistam, 875M.

 Semâili

Boyu uzun, bedeni zayif, yüzü beyaz, sakali ak ve seyrek, gözleri çukurca idi. Hz. Ebû Bekir Siddiyk’a benzerdi. Âriflerin sultani, muhakkiklarin serdari idi.

Hakikatin sirlarini, olaylarin hikmetlerini bilmekte yekta idi. Seriatta imam, tarikatta kahraman, sünnete tâbî, himmeti yüce idi. Hanefi mezhebinde idi. Daima kurb u vuslat makminda bir zât idi. Hakka kendini vermis, 113 seyhle görüsmüs ve istifade etmistir. Âlim, fâzil ve sâir idi. Ca’fer-i Sâdık hazretlerinin vefatinda 12 yasinda olan Bâyezid Bistâmî ondan, onun talebe ve hayranlarindan olan ulema ve mesâyihdan çok istifade etmis, özellikle, yüce ruhaniyetlerinden feyz almis, seriat, tarikat, marifet ve hakikat mertebelerinde tamamen onun izine tâbi olmus, yolunun devamina çalismistir.

Bâyezid Bistâmî küçük yaslarda iken ona Tayfur deniyordu.

Ihtiyar anasi bir gece yarisi uykudan uyanip; oglum Tayfur bir bardak su verir misin? dedi. Tayfur gitti, testiden su doldurup getirdi. O gelinceye kadar anasinin tekrar uykuya dalmis oldugunu gördü. Elinde bardakla anasi kendiliginden uyanacak diye sabaha kadar bekledi. Günes dogmadan biraz evvel sabah namazi için uyanan annesi Tayfur’un elinde bir bardak suyla ayakta bekledigini gördü. 

-Oglum Tayfur o ne ?

 -Anacigim gece su istemistin.

 -Yavrum o zamandan beri bekliyor musun? neden uyandirmadin ?

 -Kiyamadim annecigim.

 -Bu hizmetinden Allah râzi olsun. Ben senden râziyim. Küçük yastaki bu edeb ve irfanin ileride meyvesini göresin, ârifler sultani olasin oglum.

Bâyezid Bistâmî hazretleri anasinin bu duâsi bereketi ile âriflerin sultani diye anilir.

Esyayi ve mahlûkati konustururcasina durumlarini muhâkeme eder, dersler ve ibretler çikarirdi. Bunlardan birkaç örnek:

Bâyezid bir köpege rastgeldigini ve köpegin ona hal dili ile söyle dedigini anlatiyor: Ey Bâyezid bende ne eksiklik var ki dünyada bana köpek derisini layik gördüler, sende de ne artiklik var ki sana insanlik, Islâmlik hil’atini giydirdiler? Bâyezid bu anlayis ve muhakemeden irkildi ve köpege hürmetle yol verdi. Sonra söyle dedi: Din, Hâlik’a sükür ve ta’zim, mahlukata sefkat ve merhamettir.   

Yine Bâyezid bir gün bir köpege rastladi. Eteklerini köpege degmesin diye topladi. Köpek ona hal dili ile: Ey Bâyezid eger tüylerim pis ise, eteklerin bir tas su ile yikanir ve temizlenir, fakat eteklerini toplarken gönlünde duydugun gururu yedi deniz temizleyemez, dedi.

Yine birgün uyuz bir köpege rastladi ve yüzünü burusturdu. Köpek ona mahlûkunu begenmeyis hâlikina dokunmaz mi? dedi. Bâyezid derhal istigfar etti.

Bâyezid Bistâmi cübbe giymis olarak bir sokakdan geçerken mahallenin Müslüman çocuklari onu papaz zannederek yolunu kestiler ve bir halka çevirerek içerisine aldilar. Her biri el kaldirarak papaz müslüman ol! papaz müslüman ol! dediler. 

Bâyezid bunlara itaat ederek tekliflerini kabul etti: 

“ Peki olayim yavrularim müslüman olmak için ne lazimdir?” diye sordu.

Çocuklar, çocuk imani ve safiyeti ile kelime-i sehadeti okudular, Bâyezid de aynen tekrar etti. 

Çocuklar papaz müslüman oldu, papaz müslüman oldu diye çagirismaya basladilar ve anne babalarina müjdeye kostular.

Bâyezid çocuklarin bu yasta ilây-i kelimatullah duygusuna sahip olmalarina ve içlerindeki mücâhidlik gayretlerine hayran olup sevinerek, defalarca Allah’a hamdetti ve sonra o yavrularin ihlasi ve iyi niyeti karsisinda kendisinin imanini yeniledigini söyleyerek Hakk’a sükredeydi.

Sözlerinden Bazilari: 

-Ben tek bir’den baskasini bilmem.

-Topluluk, çokluk bir’den çikar. 

-Bir’in asli çokluk degildir.

-Bir olmazsa üç, bes, … sayi kalmaz. Nasil ki bin rakaminin birini atarsaniz geriye sifirlar kalir, sifirlarin ise degeri yoktur.

-Ben sohbetlerdeyim, sohbette ilim, fikir, zikir, râbita, edeb, ülfet ve ünsiyet vardir.

-Allah’dan bir sey isteyen O’na sifat isimleriyle duâ eder. Allah’in zâtini dileyen onu zât ismiyle zikreder, tesbih eder.

-Ârif rabbini, âlim nefsini düsünür. 

-Gözlerini, harama bakmakdan ve baskalarinin kötülüklerini görmekten koru.

-Dilini Allah zikri ile mesgul et, baska gayr-i mesru is islemeye firsat buldurma.

-Nefsini murâkebe ve muhâsebe et, ilme yapis, esyanin hakikatini ara, edebini muhafaz et, kalblere dikkat et, dünyaya kapilma, gâfillerden kaç, sünneti birakma, ibadetten ayrilma, ilim ve merhamet sahibi ol, ahlâki tamamla, insan ve müslüman oldugunu unutma.

-Isin iyisini iste, himmetini yüksek tut, Hakk’in dergahi uludur, rahmeti boldur, her seyi kusatmistir, az istersen orda kalirsin. 

Silsilede emaneti Hz. Ca’fer Sâdık’tan manen devralmistir.”Rehnüma” diye anilir.