SEYYID EMIR KÜLÂL

Kuddise Sirruh


Dogumu:Suhar, ?

Vefâti:Suhar, 772 H. / 1370 M.

Semâili

Boyu uzun, rengi esmer, gögsü genis, kollari uzun, kaslari gür idi.Sakalinda tek tük beyaz vardi.Güzel yapili bir pehlivan idi.Çok tevâzu ehli olup itiraz ve inat nedir bilmezdi.Peygamberimizin soyundan bir seyyid idi.

Annesi anlatiyor:

-“O karnimda iken süpheli lokma yeyince karnim agrir, istifrâg etmeden rahatlayamazdim.Bu hâl birkaç defa tekerrür etti.Artik yiyecegim lokmanin helâl olmasina dikkat eder oldum.Agri da kalmadi.”

Seyid Emir Külâl’in san’ati çömlekçilik idi.

Gençliginde gürese merakli olup çok iyi güresirdi.Onu taniyan ve seven seyircilerden biri bir gün:

-Bu zâtin güres ile mesgul olmasi Seyyidlik serefiyle bagdasmiyor, diye düsünür.Bunun üzerine oracikta uykuya daliverir.

Rüyasinda;kiyametin koptugunu ve kendisinin gögsüne kadar çamura battigini, çikmaga gücü yetmeyerik çok bunaldigini görür.Bu anda öteden Emir Külâl yetiserek kolundan kuvvetlice tutar ve batakliktan kurtarir.

Adam uykudan uyanir, bakar ki güres sora ermis..Emir Külâl ona dogru geliyor ve:

-Iste ben senin rüyada gördügün gün için pehlivanlik ediyorum.Seni ve senin gibi bataga batmis olanlari biiznillah kuvvet ve himmetle kurtaracagim, der.

Bunun üzerine o kinayan kisi tövbe ve istigfar eder.Ellerine kapanir ve teslim olur.

Emir Külâl’in güresi terk etmesi:

Güresmeyi bir mücâhidlik egitimi olarak kabul eden Seyyid Emir Külâl yine bir gün güres meydaninda muvaffakiyetler gösterirken Hâce Muhammed Baba Semmasî Hazretleri oradan geçiyor ve durup güresi seyrediyor.Bu sirada müridlerden bazilari Hazretin güres seyretmesini hafif bularak içlerinden türlü havâtir geçiriyorlar.Bunun üzerine Hazret derhal:

-Bu meydanda bir er vardir ki ileride bir çok erler onun sohbeti bereketiyle kemâle erecekler.Isterim ki bize ögrenci olsun da onun tâlim ve terbiyesi hizmetinde bulunayim, buyurur.

Tam bu sirada güresmekte olan Emir Külâl’in kalbi, Muhammed Baba Semmasî Hazretleri’nin himmetli bakislarindan ürperir ve derhal güresi birakir, gelir Hazretin ayaklarina kapanir.Sonra pesinden Hânkâha gelirler.Seyyid Emir Külâl tevbe ve istigfâr ederek Hâce Muhammed Baba Semmasî’ye teslim olur, yüksek teveccühlerine mazhar olur.Zâhir ve bâtin ilimleri alarak zamâninin büyügü olur.Seyyidligi yaninda serîat, tarîkat, marifet ve hakikat derecelerine yükselir.

Seyyid Emir Külâl’in dört oglu ve dört halîfesi vardir.Her bir oglunu bir halîfesinin yanina hizmet ve terbiye için verdi ve güzel yetistiler.Bunlardan oglu ”Emir Burhân” i “Muhammed Bahâeddin Naksbend”e verirken:

-“Iste sana bir delikanli…Bunu kendi yetistirildigin gibi yetistir ve hakikatlere eristir ki, senin bu iste rüsûhunu göreyim” buyururlar.

Hakikaten birkaç sene sonra Emir Burhân’i Muhammed Bahâeddin babasinin huzuruna getirdiginde hallerini güzel buldu.

Oglu için:

-Emir Burhan tarîkatta huccetimiz, hakîkatta burhânimizdir, buyurdu.Bir müddet sonra Bahâeddin’in kemâl ve izti’dâdini görünce;Bahâeddin’e:

-Oglum Bahâeddin, sadrimda ne varsa sana aktardim.Isti’dâdin daha genistir.Var ulu kisi ara, nâmin cihâni tuta…Me’zunsun! Buyurdular.

Silsile’de emaneti Hâce Muhammed Baba Semmasî Hazretlerinden almislardir.”Hâce Seyyid Emir Külâl” diye anilir.