MUHAMMED SAMÎ-İL ERZİNCANİ

Kuddise Sirruh


Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri, Nakşibendi Tarikatının Halidiye koluna mensuptur.

Nakşibendi Tarikatı Buharalı Muhammed Bahaüddin Nakşibendi (1218-1389) tarafından kurulmuştur. Bu tarikat 3 koldan Hz. Muhammed (s.a.v.) son bulur.

1. Kol: Hz. Ali (k.v.), İmam Hüseyin (r.a.), Zeynel Abidin (k.s.), İmam Muhammed Bakır, Cafer Sâdık (k.s.)'dir.

2. Kol: Hz. Ebu Bekir (r.a.) Selman Farisî (r.a.), Kasım B. Muhammet Cafer Sâdık, Ebu Yezit Bistami, Ebu Hasan Harkani, Ebu Ali Farimedi.

3. Kol: Hz. Ali, Hasan Basri, Habib Acemi, Dâvud-ı Taî, Maruf Kerhi, Seriy Sakatı, Cüneyd-i Bağdadi, Ebu Ali Rudbari, Ebu Ali Kâtip, Ebu Osman Mağribi, Ebu Kasım Kürkani, Ebu Ali Ferimedi.

Silsile, günümüze kadar böylece uzanmaktadır. Nakşibendilik Ahrariye, Cemiye, Kasaniye, Mazhariye. Muradiye, Müceddidiye, Naciye ve Halidiye kollarına ayrılmıştır.

Nakşibendi tarikatının Halidiye kolu XIX. yy'da Ziyaeddin Halid (k.s.) Hz.'leri tarafından kurulmuş olup, Nakşibendi tarihinin en yaygın koludur.

Halidi kolunun Erzincan kol başı Sâmî (k.s.) Hazretleri olup bu kol aşağıdaki sıraya göre devam etmiş, günümüze kadar ulaşmıştır.

- Muhammed Sâmî-i Erzincanî (k.s.)

- Muhammed Beşir-i Erzincanî (k.s.)

- Dede Paşa Bayburdi (k.s.)

 

AİLESİ

Piri Sâmî Hazretleri Erzincan'ın Kırtıloğlu sülalesine mensuptur. Kırtıloğlu Mustafa Efendi'ye Osmanlı Devleti tarafından Sipahilik tımarı verilmiştir.

Sülalenin Kırtıloğlu diye anılmasının sebebi Erzincan'ın batısında bulunan OĞLAKTEPE Köyü ile 

AYDOĞDU Köyü arasında KİRTİL Tımarı adıyla bir arazi olup o tımarın sahipleri olduklarından dolayıdır. Savaş zamanlarında hazırlık için belli bir miktar askerin giderleri karşılanmıştır.

Sülalenin soy şeceresi tam olarak diğer sayfadadır. Piri Sâmî (k.s.) Hazretlerinin Babası İbrahim Efendi medrese tahsili görmüş tarikat ehli bir zât olup aynı zamanda Erzincan merkez camilerinde imamlık yapmıştır.

DOĞUMU VE ÇOCUKLUĞU

Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri 1847 yılında Erzincan'ın Selüke (Yeşilçay) Köyünde dünyaya teşrif buyurmuşlardır. Asıl adı Muhammed, ikinci adı Sami'dir.

Dünyaya teşrif buyurduklarında birçok hâl zuhur etmiştir. Henüz memede iken bir gün Erzincan'da ay tutulur. Ayın tutulduğu gece mahalle halkı bir araya toplanarak dua ederler. İçlerinden biri der ki; "Helâl süt emmiş bir çocuk aya tutulursa ay açılır." Bu bilge zatın sözü üzerine mahalle halkı harekete geçer ve söz konusu çocuğu aramaya koyulur, Muhammed Sâmî (k.s.) Hazretleri'ni arar bulur, aya karşı tutarlar ve ay açılır.

Diğer çocuklar gibi oyun oynamazdı, sessiz bir hali vardı. Yedi yaşında, bulunduğu mahalledeki tekkeye gider bir köşede konuşulanları dinlerdi.

GENÇLİĞİ

İlk derslerini Erzincan Müftüsü Kiremitçi zade Salih (k.s.) Efendi'den almıştır. Daha sonra Erzincan âlimlerinden Hacı Sâdık (k.s.) Efendinin tedris halkasından ilim tahsil ederek icazet almıştır.

İlmini daha da geliştirmek amacıyla İstanbul'a giden Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri, Fatih Medresesi'nde tahsilini başarıyla bitirerek Erzincan'a dönmüştür.

Yaşantısının tamamını İslâmiyet'i öğrenmek için geçiren Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri Erzincan'daki Kadiri şeyhlerinden Süleymaniyeli Şeyh Abdurrahman (k.s.) Efendiden yüce Kadiri tarikatı ve Gavslık makamıyla mükerrem olan aziz asırların kutbu Mevlânâ Şeyh Muhammed Vehbi Hayyat El Erzincanî (k.s.) Hazretlerinin birinci halifesi Şeyh Hacı Mustafa Fehmi(k.s.) Hazretleri'nden Nakşibendî tarikatını almış ve öğretmek tembihini almıştır.

Vuslat sarayının gül bahçelerine yönelmiş mükemmel büyüklerden Erzincanlı Hacı Hafız Mustafa Rüştü (k.s.) Hazretleri'nden de ders almıştır.

Şeyh Muhammed Vehbi Hayyat Hazretleri'nden tarikat almış bir zat "Ben Piri Sâmî Hazretleri büyük bir veli olacağını otuz beş sene önce keşfetmiştim. Bir vakit mahallemizin imamını değiştirmek gerekti hükümete müracaat ettik dediler ki; "Siz mahalle halkı olarak bir imam seçin, biz gerekeni yapalım." Bunun üzerine mahallenin önde gelenleri bir yere toplanıp uzun danışma ve tartışmalardan sonra Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri'ni seçip uygun buldular. Kendisinin fikrini almak maksadıyla ve onay cevabını almak üzere ben ve birkaç kişiyi gecenin yansında yanına gönderdiler. Gittiğimizde gördük ki bir keten tohumu yağı çırasının ışığı karşısında dersini çalışıyordu. Biz olup biteni anlattık, dedi ki; "'Ben imamlık edemem, pederime söyleyin kabul ederse onu götürün o hizmeti o görsün" cevabını garip karşılamadık, zira gecenin o vaktinde ders çalışması bizleri hayrete düşürmüştü.

PİRİ SÂMÎ (k.s.) HAZRETLERİ BUYURDU Kİ; "Tahsilim sırasında âlimlerden yaşlı ve salih bir zâtı ziyaretle duasını rica ettim. Dedi ki; "Oğlum benim duamdan ne gelir. Salih o ki herkesin duasını alsın. "Yani ET-TAHİYYAT'ta VE ÂLÂ İBADİLLAHİ-S SALİHİN" Allah'ın selâmı bize ve Allah'ın salih, iyi kullarına olsun manasındaki müminlerin dualarına dahil olan salihler zümresinden olmaya çalış."

PİRİ SÂMÎ (k.s.) HAZRETLERİ BUYURDU Kİ; "Hacı Fehmi (k.s.) Hazretleri derdi ki, ilim isteyen bir talebe hocasının huzurunda kitabını açıp nasıl ki satırlardaki ilmi tahsil ederse, mürid de mürşidinin huzurunda kendi kalp kitabına bakıp öylece huzur ilmini elde etmeye çalışmalıdır."

Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri İstanbul'da Fatih Medresesi'nde okurken boş zamanlarında bir saat tamircisinin yanında çalışmış ve buradan aldığı parayla geçimini sağlamıştır. Flocasının ısrarı üzerine çok kısa bir süre Tekirdağ ilindeki bir camide imamlık yapmıştır. Fatih Medresesi'ni başarıyla bitiren Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri müderrislik icazetnamesini alarak Erzincan'a dönmüş ve Erzincan'ın Üzümlü ilçesine bağlı Karakaya Beldesinde bulunan Piri Mehmet Efendi Camisinde imamlığa başlamıştır.

Karakaya Beldesi'nde bulunan (13 Mart 1992 depreminde yıkılmıştır) Piri Mehmet Efendi Camisinin aynı zamanda Vakıf Başkanlığını da yürüten Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri hafta sonları Erzincan iline gelerek Cami-i Kebir'de sohbet etmiştir.

Karakaya Beldesi'nde imamlık yaptığı tek odalı ev Karakaya Belediyesi tarafından tamir edilmiş ve ziyarete açılacaktır. İmamlık yaptığı dönemde bir hâdise yaşayan Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri imamlığı bırakarak Karakaya Beldesi'nden ayrılmıştır.

Sâmî (k.s.) Hz.'lerinin birinci hanımı vefat etmiş ve ikinci defa evlenmiştir. Birinci hanımının ismini tespit edemedik, ancak ikinci hanımının ismi Mine Hatıın'dur. Birinci hanımından Hacı Nusrettin Efendi ikinci hanımından Eşref, Selahaddin, Şeyhattin, Fahrettin. Muhlise. Halise dünyaya gelmiş olup çocuklarından hiçbiri hayatta değildir. Torunlarının bir bölümü hâlen hayattadır.

DETAYLI BİLGİ GÜNCELLENECEKTİR