Page 12 - Dosta Doğru Dergisi 2. Sayı
P. 12

r Erzincânî oldu mürşid-i halk-ı cihân
Ana bi’ât eyleyen buldu cânân içre mekân
Eyle istimdâdı ânın rûh-i pâkinden dilâ
İki âlemde neden kim havf ide bulur emân

    Muhammed Bahaeddîn’in tasavvufa         müsemmâsını tamamlayarak, tevhîd           maktadır. Bir rivayete göre de mezarı
yönelişini Mahmud Cemâleddîn “Le-           nûru ile içini ve nefsini tesfiye ve tez-  günümüze ulaşmayan Gülabi Bey yani
mezât-ı Hulviyye”de şöyle rivayet eder:     kiye ederek hilâfete hak kazandılar.       Cami-i Kebîr yanındadır.
                                            Sonra şeyhinin emri ile kendi vilaye-
    İnâbet sebebi şöyle nakledilir:         ti olan Erzincân’a, halkını irşâd için         Günümüzde Keleriç (Karakaya)
    - Bir gece rüyâmda kendimi hudûdu       hilâfetle gönderildi. Şeyh Muhammed        beldesinde Şeyh Muhammed Erzin-
belirsiz bir deryâ kenârında görmüş ve      hazretleri, Erzincân’ın Kerliç [Keleriç/   cânî’nin yaptırdığı zâviye binası zaman
bir vasıta ile deryâdan geçmek istemiş-     Karakaya] kasabasında bir zâviye ve        içinde yapılan onarım ve depremler
tim. Bu iş için kıyıya demir atmış sayısız  bir mescid binâ etti. O civârın halkını    sonucu özgün mimarisini kaybetmiştir.
gemiler gördüm. Bu gemiler yük ve yol-      terbiye ve irşâdla meşgûl oldu. Şeyh       Vakfiyesi bulunmayan Şeyh Bahaeddîn
cularını almış, yelkenlerini açarak, se-    hazretleri ekseriyetle Kerliç’in köyle-    Zâviyesi’nin ondokuzuncu yüzyıla ka-
fere hazırlanmıştı. Şeyh Muhammed’le        rini dolaşır, köy mescidlerinde vaazlar    dar Halveti dergâhı olarak faaliyetini
bunlardan birine binmek istemiştim.         verir, ancak cuma günleri şehre gelip      yürüttüğünü vakıf belgelerinden öğ-
Fakat gemiciler ona mâni olunca, bu         Ulu Câmi [Gülabi Bey/Cami-i Kebîr]’de      reniyoruz. Keleriç köyünde Şeyh Ab-
işe çok hayret ettim. Gemicilerden biri     halka vaaz edip tasavvur ve ahlâkî söz-    dülkerim Efendi’nin ziraat yaptığı 12
bana:                                       ler söyledi. Kendisinin birçok eseri var-  adet tarla, kendisinin Halvetiye tarikatı
    - Bu gemilerin sâhibi, şurada duran     dır. Eserlerinin bir kısmı manzûm, bir     şeyhlerinden olması ve Padişaha dua
Seyyid’dir. Ona müracaat eyle. Ona hiz-     kısmı da nesir hâlinde, tasavvur ve ilâhi  etmesi sebebiyle vergi muafiyetine sa-
metini arz ederek seni gemisine alma-       hakîkatlere dâir risâlelerdir.             hiptir.
sı için ricâ eyle. Ondan izin alamazsan
buradaki gemilerin hiçbiri seni alamaz          Keleriç Köyü’nde yeniden inşa ettiği       “Ziraat-i Şeyh Abdülkerim Efendi
ve onun rızâsı olmadan bu sâhilden hiç-     mescid ve zâviyesinde irşâd faaliyetle-    tarla 12 tarîk-i Halvetiye-i meşâyih-i
bir gemi deryaya ve sefere açılamaz. O      rini yürüten Pîr Muhammed Bahaed-          kirâmdan olmağla karye-i mezbûrede
zâta Seyyid Yahyâ eş-Şirvânî (k.s.) der-    dîn’in dergâhı kısa sürede muhiblerinin    olan toprağı padişah-ı İslâma duâ et-
ler, deyince ben hemen Seyyid’e varıp       dârü’l-emânı olur. Şehir merkezinde        mekle üzerine muafiyet ile kayd olmuş-
kendisine niyaz ettim. O kabul ederek       bulunan Cami-i Kebîr nam-ı diğer Gü-       dur.”
beni gemilerinden birine bindirdi. Yola     labi Bey Camii’nde de sohbetlerine de-
çıktık. Bu hâlde iken uykudan uyandım.      vam eder. 1473-74 yılında dâr-ı bekâya         Kertah (Geyikli) köyünde bulunan
Sabahleyin erkenden hazırlık yaptım.        yürüyen Pîr Muhammed Bahâeddîn             Şeyh Abdi Efendi için de uygulanmış-
Medresemdeki öğrencilerime izin verip       hazretlerine ait olduğu rivayet edilen     tır. Abdi Efendi de Halvetiye tarikatı
medresemi tâtil ettikten sonra vecd ve      ve yaptırdığı zâviyenin yakınında bulu-    şeyhlerinden olduğundan ve padişaha
aşk ile Şirvân’a doğru yola çıktım.         nan kabristan içinde bir mezarı bulun-     dua ettiğinden bahçesi avârızdan muaf
    Şiir:                                                                              tutulmuş ve haneye dâhil edilmemiştir.
    Neşve-i câm subûh buldu derûn-i
cânım                                                                                      “Şeyh Abdi Efendi müşarun ileyh
    N’ola ol şevk’a fedâ olsa bu cânla te-
nim                                                                                                             ağustos 2013
    Muhammed Erzincânî hazretleri
(k.s.), Şirvân’la arasındaki uzun menzil-
leri süratle aşarak Seyyid’e ulaşır. Müla-
kat esnasında Seyyid (Yahyâ-yı Şirvânî)
ona:
    -“Mollâ Muhammed, o gemiler ta-
rikat erbâbının dervişleri içindir. Bi-
zim tarikatımızın diğerlerinden daha
çok tâlibleri irşâda müstehâk kıldığını
gösterir. Hoş geldin!” diyerek biât verir,
halvet ve uzlet etmesini emreder.
    Şeyh Muhammed Bahâeddîn Er-
zincânî şeyhinin emri üzerine doğduğu
Keleriç Köyü’ne gelir. Burada bir zâviye
ve mescid yaptırır:
    Muhammed Erzincânî hazretle-
ri, kısa zamanda seyr-i esmâ ve seyr-i

10 | dosta doğru
   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17