Page 13 - Dosta Doğru Dergisi 5. Sayı
P. 13
cemaate şöyle demiş: Ellerinizi yıkıyorsunuz, çok güzel ama dirseğinize kadar yıkasanız, bir de
yüzünüzü yıkasanız daha güzel olur. Köylüler yavaş yavaş onu da yapmışlar. En son ayak yıkaması
kalmış fakat hocanın bir başka yere tayini çıkmış. Yeni gelen hoca, köylülerin abdest alırken
çoraplarını çıkarmadıklarını, ayaklarını yıkamadıklarını görünce abdest alan köylüyü uyarmış, ayağını
yıkamadığını söylemiş. Köylü de, ne lüzumu var, biz bu kadarını da giden hoca efendinin hatırı için
yapıyoruz, bize bir de çorap çıkarma demiş. Bunun üzerine yeni hoca, eski hocanın peşinden gidiyor, o
daha köyün çıkışına varmadan yakalıyor. Hemen yakasına yapışıp:
-Bre zındık, köylülere, abdest alırken ayak yıkamanın gerekmediğini söylemişsin, nasıl böyle
bir şey yaparsın? demiş. Eski hocaya, “Geldiğimde bir kişi bile cemaat yoktu. Sana sırf ayağı
yıkanmamış, cami dolusu cemaat teslim ediyorum. Bir hikaye de sen uydur da ayaklarını yıkattır.”
demiş.
Bu öyle bir şey ki bir anda her şeyi yıkıp atmak değildir. Önce besmele çek, yat kalk, namazını
kıl, diyebilirsin. Ama o yavaş yavaş merak eder, Allah da lütfeder, namazını kıldırırlar. Onun için
insanlara birden yüklenmek doğru değildir. Gördüğümüz kişinin istikbalini bilmeden ta'n etmek
(kınamak), küçük görmek, hoş karşılamamak da bize vazife değil. Onun istikbalini, ne olacağını Allah
bilir, büyükler bilir. Her şeye maydanoz olmanın manası yok.
Y.C.: Efendim, çok teşekkür ederiz. Hatıralardan bahsederken, gençlere yönelik mesajlar da
verdiniz. Gençler, mürşidi nasıl bilmeliler, mürşit ile alim arasındaki farkı nasıl belirlemeliler? Bu
konuda bize birkaç tavsiyede bulunabilir misiniz?
T.S.: Kuranıkerim, hepimiz için gönderilmiştir. Ama Kuranıkerim'i pek çok okuyan fakat
sonradan zındık olan bir sürü insan var. Paşa Dede'min ifadesi ile Kuran'ın zahir manası var, herkes
okur, mealini okur, zahir manasını anlar. Batın
manası ise; bu işte yol almış kişiler tarafından
anlaşılır. Orada ne anlatılmak istediğini onlar
bilirler. Paşa Paşam Hazretleri, bir de batne
manası var, derdi. Kuranıkerim'deki bir vav
harfini bize bir saat anlattığı olmuştur.
Kuranıkerim öyle bir şey ki; denizler mürekkep
olsa, bütün ağaçlar da kalem olsa Kuran'ın
manasını yazıp bitirmeye yetmez derdi. Kuran
büyük manalar ifade eden büyük bir şeydir,
Allah'ın kelamı. Biz hocaya gitmeyin demiyoruz.
Oralardan sadece zarfını alabiliriz, mazruf'tan
haberimiz olmaz. Onun içinde ne var, bunu
anlamak için bunun derinine inmiş bir insana
ihtiyaç vardır. Hiç Kuran ile işi olmamış, namaz
kılmamış, ailesinde böyle bir şey olmamış
kimseleri hariç tutuyorum, Allah onların
nasiplerini artırsın. Ama buraya yaklaşmış
olanlar dahi onun hep kenarında gezmiş olurlar.
Biraz içine girmek için mutlaka bir mürşide
12 Mayıs 2014 Dosta Doğru