Page 5 - Dosta Doğru Dergisi 7. Sayı
P. 5

urrahim Reyhan Hazretlerinin
            Kendi Dilinden Hayatı

Abdurrahim Reyhan Hazretleri,               bir sedanın:                                Paşa Hazretleri ile hiç görüşmeden önce
           Paşa Hazretlerinin Şeyhefendisi   - Korkma, o Hızır aleyhisselâmdır,        bir rüya görmüştüm: Hacı Abdurrahman
           Muhammed Beşir Erzincani                                                    Efendi’nin bağını ihvanlardan safderûn,
Hazretlerinin âlim ve fâzıl büyük oğlu      oğlunu hediyesi ile beraber getirecektir,  tevekkel birisi bekliyormuş. O bağa
Hüseyin Efendi ile hâl, keşif ve keramet    görülmemiş bir post ile birlikte iade      gidiyorum. Bekçi bize üzüm yememizi
sahibesi ve sa-lihâtı nisvandan (hâlis      edecektir demesi üzerine sakinleşmiştir.   teklif ediyor. Bağa giriyorum ki üzüm
müslüman kadınlardan) Tübî Hanımın                                                     çubukları yapraklarını tamamen dökmüş,
oğulları olup 1930 yılında Karakaya          (Burada ifade edilen görülmemiş           üzüm çoksa da çamurlu ve çürümüş
köyünde doğmuştur. Aşağıdaki kendi          posttan mana, hilâfet ve mânevi veraset    hâlde, yenebilecek durumda olanını
beyanlarından süzülebileceği gibi, nasıl    olduğu açıktır.)                           bulmak imkânsız.
bir himmet yağmuru içinde gelişen bir
seyirle kemallendirildiği anlaşılacaktır.    Babam annemden bu rüya ve hâlleri          - Artık bağlar bozulmuş, yenecek üzüm
Biz bu üstün hâl ve seyirleri aynen         kimseye anlatmamasını istermiş. Beş        kalmamış diyorum. Bu esnada birden
nakledip satıra dökmekle yetiniyoruz.       erkek ve iki kız olmak üzere yedi evlât    yanımda görünen babam elimden tutup
 “Annem çok kuvvetli rabıta sahibi idi.     sahibi olan babam, en çok bizi severdi.    beni Abdurrahman Efendi’nin bağından
Her gözünü yumuşta dedemle (Piri Sânî       Bizi okutmayı, zahirî ilim sahibi yapmayı  çıkarıp dedemin bağına götürerek
Muhammed Beşir Efendi Hazretleri)           çok isterdi. Ama ömrü buna vefa etmedi.    buyuruyor:
görüşürmüş. Bize hamile iken çok
hikmetli rüyalar görmüş. Meselâ bir          Kendimi bilmeğe başladığım yıllarda        - Oğlum, sana yalan söylüyorlar, (kim
rüyasında melekler tarafından yerden        içimde öyle bir his vardı ki, sanki daha   demiş bu bağ bozulmuş diye? Bir de
göğe kadar kurulan bir merdivenden          önce büyümüş, her şeyi görüp öğrenmiş,     bakıyorum ki, her taraf yemyeşil, terü
çıkarılarak bütün semavat âlemi ve          sonra tekrar küçülmüşüm.                   taze duruyor. Zümrüt gibi, çiğdem gibi
cennetler gezdirilmiş ve kendisine “Bu                                                 seyrek yeşil yapraklar arasında taptaze,
iltifatlar size, karnınızda taşıdığınız      İçimde bir mürşidin kudsiyetini idrak     olgun ve sıhhatli üzümler görülüyor.
çocuk dolayısiyle melâikeyi kirâmın         eden, onun sevgisini, aşkını, hasretini    Babam diyor ki:
                                            duyan bir cihet, böyle bir his vardı.
                                            Dedemin zamanına yetişememiş olmama         - Hani bağlar bozulmuş, yenecek
                                            çok üzülür, ağlardım. Sanki Dedemin        üzüm kalmamış diyordun. Bak dedenin
                                            büyüklüğünü, makamının kudsiyetini,        bağında istediğinden âlâ ve ihtiyacından
                                            kemalâtını tamamen müşahede etmişim
                                            gibi ona âşıktım, yangındım.

ikramlarıdır” denilmiştir. Yine annemin      Ona ulaşamamaktan üzgün ve                fazla üzüm var. Bundan sonra babamın
anlattığına göre, ben Paşa Hazretlerinden   bitkindim. Ondört yaşımda iken             felâketten sonra yaptırdığı evine
ders aldıktan bir müddet sonra, siyahlar    babam vefat etmişti. Bu yaşlarda Hacı      gidiyoruz. Evde Paşa Hazretleri ile
giyinen uzun boylu ve vakur bir zatın       Abdurrahman Efendi’den ders aldım. Bu      babamı görüyorum. Gürleyen sesini
boz renkli atını duvardan içeri atlatıp     zât zamanının meşhur âlim ve meşayihi      duyup kelâmlarını anladığım dedemi ise
beni kucaklayarak terkisine aldıktan        idi. Bunu inkâr etmemekle beraber,         göremiyorum.
sonra yine atını duvardan dışarıya atlatıp  kendisine tam bir bağlılığım da oldu
götürdüğünü görmüş ve bu hadiseden          diyemem. Yani dedeme olan hasretimi,        Böylece, nisbetin devamına işaret eden üzümle
korkup endişeye düşmesi üzerine hatiften    içimdeki boşluğu gideremedi.               ilgili rüya ve hâllerin görünmesi başlayıp çok
                                                                                       kereler ayrı ayrı şekillerde devam ediyor.
 4 dosta doğru - şubat 2015
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10