Page 5 - Dosta Doğru Dergisi 8. Sayı
P. 5

İlkini Şubat 2015 sayısında sunduğumuz Paşa Hazretlerinin
 Mübarek Sohbetleri Gülbeyi Akduman Bey’in Sunumuyla
         Gürbüz Taşdemir tarafından yazıya alınmıştır.
       Bu sayımızda iki sohbeti daha sizlere sunuyoruz.

                  İnci: 2

MÜRİDİN İNTİSABI

 Bir mürit kendi iradesiyle, kendi gayreti ile       nefsine hangi emir ve talimatları verecekse emir
       gelip bir mürşidden ders alamaz.              buyurur ve yapılmasını ister. Zahirde taliplinin
   	 Allah’ın (c.c.) emriyle, Peygamber Efen-        yaşı ne olursa olsun, nasıl bir çocuk dünyaya ge-
dimizin (s.a.v.) eliyle o müridi, kâmil, mükemmil    lir ve hiçbir şeyden sorumlu değilse, talipli de bu
ve irşada memur evliyaya teslim eder. Peygamber      olaydan sonra sabi (çocuk) mesabesindedir.
Efendimiz (s.a.v.) buyurur ki:
   	                                                    Nasıl ki bir çocuğun yanlış, kusur, hataları ve
   Bu müridi şu dereceye kadar yetiştir, getir bize  güzel hareketleri, davranışları anne ve babaya mal
teslim et.                                           edilirse, taliplinin hata ve kusurları da akil baliğ
   	                                                 oluncaya kadar mürşidine sorulur.
   O evliyaullah emanete ve emre riayet etmeye-
cek olsa Allah (c.c.) o kulu o evliyaya emanet et-      Zahirde nasıl ki bir insan sabi (çocuk) iken
mez. O müridin her şeyi o evliyadan sorumludur.      altını kirlettiğinde annesi onu acizlenmeden,
Mürit de her şeyini mürşidinden ister. Bu şuna       muhabbetle temizler, çocuk altını kirletmemeyi
benzer.                                              öğreninceye kadar bunu sevgi ile yapar da öğren-
   	                                                 dikten sonra onu azarlar, tokatlar veya ikazlarda
   Askeriyede bir bölükte görevli iken bot ih-       bulunursa, mürşit de müridine akıl baliğ oluncaya
tiyacınızı bölük komutanından değil de tabur         kadar ikazlarda bulunur, ona zaman zaman şefkat
komutanınızdan isteyemezsiniz. İsterseniz, tabur     tokadı atar. Akıl baliğ olduktan sonra da cezası iki
komutanından hem siz hem üstünüz fırça yer.          katına çıkar.
Askeriyede hiyerarşi vardır. Herkes ihtiyacını bir
üstünden ister. Mana âleminde de böyledir. Mana         Burada müride düşen görev; her ne yaparsa
âleminde disiplin çok güçlüdür, laubaliliğe kesin-   yapsın, ne işle meşgul olursa olsun, rabıtasını
likle müsaade edilmez ve fırsat verilmez. Manevi-    unutmamak, destursuz hiçbir işe ve fiile el
yatta yüzbaşı rütbesindeki biri bir kusur işlese     atmamak, mürşidinin emirlerini her şeyden üstün
onun kusurunu bir alt rütbedeki teğmene Allah        bilip yerine getirmeye gayret etmek, Allah’ın (c.c.)
(c.c.) hak olarak gösterir. Yüzbaşının kusurunu      emir ve yasaklarına titizlikle uymak, şeriatımızı
bir üst makama kusur olarak gösterir.                yaşamaktır.
   Çünkü böyle olmazsa çelişki ortaya çıkar, di-
siplin bozulur.                                         Müride lazım olan şu olmalıdır ki:
   	                                                    1- Allah’ın (c.c.) sevdiği ve beğendiği bir kul
   Mürşide teslim edilen talipli adına mürşit is-    olmak,
tiğfarını yapar. Talipli de gönülden onu takip          2- Resulullah Efendimizin (s.a.v.) sevdiği ve
eder. Elini eline alır, kendi mürşidinin adını ver-  beğendiği bir ümmet olmak,
erek mürşitliğe kabul ettin mi diye sorar. Orda         3- İnanacak ki, tuttuğum bu el Resulullah’ın
net olarak “kabul ettim” cümlesini duyana kadar      (s.a.v.) yeryüzündeki birinci halifesinin elidir.
yanlış bir cümle kullanırsa onu düzeltir. Talipliye     Zahirde bir misal arz edersek;
“kabul ettim” dedirtir.                                 —Ordu sistemidir. Orduda Kara Kuvvetleri,
   Kabul ettim diyen taliplinin ruhunu kâmil,        Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri vardır. Her
mükemmil ve irşada memur mürşid kendi uh-            birinin de ayrı ayrı komutanı vardır. Ama bunların
desine ve emanetine alır. Bu durumlardan talipli     hepsi bir genelkurmay komutanına bağlıdır. O
habersizdir. Mürşit müridi nefsine bırakır ve        komutanın o orduda hükmü ne ise mürşidimizin
                                                     de Allah (c.c.) katında hükmü aynıdır. Yani bütün
                                                     orduların genelkurmay başkanıdır.

4 Dosta Doğru - Ağustos - 2015
   1   2   3   4   5   6   7   8   9   10