Page 4 - Salih Baba Divanı
P. 4

Salih Baba'nın kendisi sakat olduğu gibi, büyük oğlu Osman da
               hem  dilsiz, hem  de sağır  idi,  keza  küçük  oğlu  Dursun  da  dilsizdi.
               Dursun denizde boğularak ölmüştür. Bu oğullar da tüfekçi ustası idil-
               er. Dilsiz olan Dursun dükkânı açar, sonra Salih Baba dükkâna gelir,
               müşterilerle o konuşurdu.
                  Salih Baba, akşamları tekkeye gider, Şeyh Sami hazretlerinin soh-
               betinde bulunurdu. Hayatının sonlarına doğru vücutça düşkünleşmiş
               ve hastaydı. Öldüğünde Kirtiloğlu Tekkesi civarında Akmezarlığa def-
               nedildi. Halen Salih Baba'nın kendi soyundan kimsesi kalmamıştır.
                  Tasavvuf erbabının hâl ile, varidat ile, cezbe ile ilâhî muhabbetin
               istilası sırasında söyledikleri şiirlerin toplanmasından meydana gelen
               divanlarını; zamanın usulü gereğince şairlik kabiliyeti ile yazılan ve
               çoğu ruha ve maneviyata değil, fakat haz ve cismanî zevklere hitabe-
               den ve zahir ile ilgili  kâl  erbabından olan  kimselerin  divanlarından
               aynı mütalaa etmek gerekmektedir. Sohbet, hatme ve teveccüh için-
               de okunan bu hâl kelâmları, muhabbete vesile olmakta, amel ve se-
               yirlerin nefs ve bedene ağır gelen güçlüklerini yumuşatıp sevdirerek
               ruha gıda ve gönle safa haline getirmektedir. Salih Baba divanı da,
               müritler için, duyguları, gönlü ve ruhu zenginleştirici, onları ilâhî nağ-
               melerle meşakkatsiz  çekip  götürücü  süratli  bir  manevî  araç  mesa-
               besindedir.
                  Maneviyat sahiplerinin divanları, ilim, sanat ve  aşkı  mezcetmiş
               manzumeler  olarak  divan  sanat  ve  tarzının sır  ve  usaresini,  kay-
               mağını teşkil ederler. Yunus Emre, Niyazi Mısrî, Fuzuli, Sezai, Ruşenî,
               Eşrefoğlu Rumî, Nakşî, Gülşenî, Aziz Mahmut Hüdaî ve Kuddusi Baba
               gibi  mürşidlerin divanları  bu  gurubun  ilk  akla  gelenleri.  Yüzlerce
               kemalli divan sahibi içinde Salih Baba da öz ve söz sahibi olanlardan
               biridir. İlim ve tetkikatı, tecrübe ve sanatı olmadığı halde, aniden ve
               irticalen  söylediği  şiirleri  yüksek  ve  muvazeneli  bir  ilmin  tecellisi
               olduğu gibi; kemalli ve yepyeni bir ifade ile emsali bulunmayan bir
               varidat  ve  hâl  sedefi  içerisinde,  aşk  malzemesinden  yapılmış  bir
               bâtın incisi, bulunmaz bir rabıta kumaşından iğne ve ipliksiz dikilmiş
               bir fenafişşeyh  elbisesidir.  Bu  zarif  divan,  her  türlü  şiir  çeşidinin
               ustalıkla  kullanıldığı  bir  sanat  pırlantası  ve  rabıta  ıtrı,  muhabbet
               burağıdır.
                  Salih Baba divanının tamamı sadece "fenafişşeyh" halinin akisle-
               rinden  ibaret  bulunduğundan,  Osmanlı  divan edebiyatında emsali
               yoktur. Diğer divanlar ya ilerleyip değişen hallerin sonunda peyder-
               pey meydana gelmiş  ve  bu  sebeple  de  müritlikten  mükemmilliğe
               kadar olan geçitlerin her birinden tablolar göstermiş, yahut da ken-
               disinde tasavvuf  hali olmadığı  halde,  zamanın  usulünce  sırf  şairlik


                                              V
   1   2   3   4   5   6   7   8   9