Page 9 - Salih Baba Divanı
P. 9
20- Kilâb: Köpek. Sürüyü büsbütün kendileri yer
21- Sefîne: Gemi. Ederler maskara her dem çobânı
22- Keştîbân: Kaptan.
23- Hallâk: Durmadan yaratan Bular benzer koyun başlı kilâba 20
Allah, yaratmasında kesin- Buların dünyadır dîni îmânı
ti olmayan.
24- Hilâl: Kıl, çöp. Sefînen yok ise kalma karada
25- Girân: Değnek, ağaç. Ara bul sen dahi bir keştîbânı 21
26- Mâr-ı Nefs: Yılan nefis. 22
27- Hızr-ı zamân: Mürşid.
28- Amâ: Kör. Hudâ hâzır diye ikrâr edersin
29- Çeşm-i basîri: Gören gözü. Kimin yanında söylersin yalanı
30- Der: Kapı.
31- Dârül-emân: Ya dersin bir-durur Hallâk-ı âlem 23
Sığınılacak yer. Beğenmezsin filân oğlu filânı
32- Kutb-u zamân: Kutubların
kutbu. Manevi derecelerin Benim gözümde görürsün hilâli 24
en yükseğine ulaşan. Ce- Senin gözünde görmezsin girânı 25
nâb-ı Hakk'ın esma ve sıfat
tecellilerine mazhar olan. Helâk etmek dilersin mâr-ı nefsin
Evliyanın amiri. 26
33- Füyûzât: İlim, irfan, bolluk, Ya sen beslersin ol ejder yılanı
verimlilik.
34- Şark-garb: Doğu-batı. Eğer derdin olaydı ey birâder
35- Nisbet: Bağlılık, ilgi. Bulurdun sen de bir Hızr-ı zamânı 27
36- Dest-i gîr: Elden tutan, yar-
dım eden. Hakîkat güllerin görmek dilersen
37- Ziyâ: Işık, aydınlık. Arayıp sen de bul bir bâğçevânı
38- Kulûb-u âşıkân: Aşıkların
kalbi. O kim âmâ-durur çeşm-i basîri 28-29
39- Derûn: İç, batın. Göremez Pîr-i Sâmî gibi cânı
40- Hubb-u sivâ: Dünya, madde
sevgisi.
41- Münevver eylemek: Nurlan- Cihânda Mürşid-i Rabbânî Ol'dur
dırmak. Der'i âsîlerin dârül-emânı 30-31
Kamu derdlilerin dermânı Ol'dur
Bu asrın hem O'dur kutb-u zamânı 32
Füyûzâtı erişir şarka garba 33-34
Sarıbdır nisbeti cümle cihânı 35
Meded pîrim benim ol dest-i gîrim 36
Ziyâlandır kulûb-u âşıkânı 37-38
Derûnum pâk edip hubb-u sivâdan 39-40
Münevver eylemek şânındır anı 41
4