KÜÇÜK SİLSİLE-İ ŞERİF’in TÜRKÇE ANLAMI

1. Peygamberimiz, Ebubekir Sıddîk, Selmân-ı Fârisi, Kasım bin Muhammed, Câfer-i Sâdık ve Bâyezid-i Bistâmî (Tayfur) ile Ebul Hasan Harkâni’den sonra Ebû Ali Fârimedî ve Yûsuf-u Hemedânî esrar hazinesi oldu.

2. Abdülhâlik Gucdüvânî’den sonra Ârif-i Rîvegerî ve Mahmûd İncîri Fağnevî’ye hisse geldi (de) onların yüzünden Mâverâünnehir ülkesi (Seyhun ve Ceyhun nehirlerinin arası) Tûr Dağı gibi tecellî yeri oldu.

3. Onlardan sonra, Hâce Ali Râmitinî, Muhammed Bâbâ Semmâsî, Seyyid Emir Külâl ve Şâh-ı Nakşibend ile Alâeddin Attar, Yâkûb-u Çerhî’den sonra da Ubeydullah Ahrar meşhur oldu.

4. Muhammed Zâhid ve Derviş Muhammed, Hâcegî Emkengî, Muhammed Bâkibillah, Müceddid İmâm-ı Rabbânî, Urvetül Vüskâ (Muhammed Masum), Şeyh Seyfeddin ve Seyyid Nur (geldi)

5. Allah’a sevgili Mazhar-ı Cân-ı Cânân efendimiz (ile) Abdullah Dehlevi ki, onlara gıpta ettiğinden, karanlık geceler bize bayram sabahı gibi oldu.

6. Dinin ışığı, zamanın biriciği, efendimiz Hâlid-i Bağdadi, feyiz ve nur sahibi idi, ki O, Allah’a itaatla geldi.

7. Onlardan sonra, Seyyid Tâhâ ve Seyyid Sıbgatullah Arvâsî ve Şahımız Abdurrahman Tâgî, ki Ondan iki cihan mamur oldu.

8. Muhammed Sâmî, her an aşk denizinin dalgıcı, hidayet kaynağı, çok himmet sahibi ve her cihetten mamur oldu.

9. “Sani” lakabıyla yüceltilen Muhammed Beşir, mürşidlerin övünç kaynağı ve evliyaların reisidir. “Bekâ ender bekâ” nimetine kavuşmuş ve asrında emsali yoktur.

10. Beşîr’in bol feyzi ile (ibarede, edebî sanatla örtülmüş olan diğer bir mânaya göre) insanların kalbini Rabb’ın bol feyzinin müjdesi ile safâya kavuşturan ve İmran oğlu Musa a.s.’ın emsali olan (Musa Baştürk hazretleri) Dede namıyla satıra alındı (kayda geçti). Velilerin hassı (saf ve halis) olup, diğer bir adı da “Dede Paşa”dır. Çok sayıda insanı irşad etmiş ve asrının (yaşadığı zamanın) “Gavs”ı idi.

11. İkinci Sami’nin (Şeyh Muhammed Beşir) evladı, Bayburtlu Musa’nın (Musa Baştürk) mirasçısı (vekili), gönüllerin sultanıdır Erzincan’lı Abdurrahim.