Page 17 - Dosta Doğru Dergisi 3. Sayı
P. 17

eccüh Sohbeti

man, köşk, fabrika, gayrimenkul arazi bunlar       lan değil gerçektir
değil. O ilim de bir varlıktır, ondan da geçile-   Ben de gördüm tozunu
cek. Amel de bir varlıktır, ondan da geçilmesi
lazım.                                                Gülden Bülbüllere Diyor. Ama burada efen-
                                                   diler! İşte o kartaldan mana nedir biliyor mu-
   İlim ne yapıyor? Evet, ilim çok kıymetli ama    sunuz?
bir noktaya kadar onun kıymeti vardır. O nok-
tada durur, oradan geçilmez. Amelin de bir            Niyazi Mısrî Hazretleri çok büyük bir âlim-
makamı vardır, bir noktası vardır, bir sınıra      miş. Yunus Emre’yi imtihana gitmiş. Yunus
kadar götürüyor. O da orada onu bırakıyor, o       Emre’nin de hiç ilmi yok, ne yapmış? O Ni-
da geçiremiyor.                                    yazi Mısri Hazretleri’ni orada yenmiş. Nasıl
                                                   yenmiş? Onun ilmini elinden almış, ilmini
   Ancak ve ancak sınırları geçmek için, Al-       silmiş gönlünden, kafasından, artık hiçbir şey
lah’a olan bütün perdeleri kaldırmak için, ilmi    bilmiyor. Onu kendisine mahkûm etmiş. Ni-
de atacaksın, ameli de atacaksın. İlimden de       yazi Misrî Hazretleri onu imtihana gelmişken,
geçeceksin, amelden de geçeceksin.                 onun ayaklarına kapanmış ve beni affet, demiş.
                                                   Af dilemiş, ona teslim olmuş.
   Ama senin ilmin var, âlimsin sen, ilmin-
den geçemezsin, ilmin seni aşağı                      Evet, işte bu kartaldan mana ilmiyle mağ-
düşürmez, ilmin seni yükseğe                       rur olan, ilmiyle kendisini yüksek gören, bir
kaldırır. Halbuki burada Ce-                       âlimdir. Ama işte ilmiyle âlim olmak için teva-
nabı Hak ne buyuruyor?                             zu ehli olacak. Amelsiz olmaz, ama amelin en
“Her kim ki Allah için al-
çalırsa biz onu yükseltiriz.
Her kim ki tekebbür sahibi
olursa onu da hakir ederiz”4.
Tekebbür sahibi olmak, kendini
beğenmek, yüksek görmektir. Ama alçalmak
demek, tevazu demek; ne kadar âlim olursa
olsun, ne kadar ilmi var ve Fatiha’yı bilmeyen
birinden kendini aşağı görürse, o alçalıyor. Her
kim ki Allah için alçalırsa onun ilmi ona mani
değildir. O hiç Fatiha’yı doğru dürüst bilme-
yen bir kimse var; ama Allah onun kalbinde
bir inanç halk etmiş, tam inanıyor, anlaşıldı mı
efendim. O da yükseliyor. Ondaki olan iman
cevheri, inancı, onu yükseltmiştir. Ama onu
yüksekliği görülmez. Bu bab’ta Yunus Emre ne
buyurmuş? Bazı kelamlar var rumuzludur:

   Bir sinek bir kartalı Kaldırdı çaldı yere Ya-
lan değil gerçektir Ben de gördüm tozunu

   İspat ediyor, yani şahidim diyor, ben bunu
gördüm. Bir sinek bir kartalı vurur mu? Bir
kartal 100 bin tane sineği taşır sırtında. Kartal
100 bin tane sinek de olsa, alıp alıp, götürür.

   Bir sinek bir kartalı Kaldırdı çaldı yere Ya-
dosta doğru 16 | Kasım 2013
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22