Page 312 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 312
300 Gülden Bülbüllere
yapabiliyor. Ancak 79 ahlak-ı hamîdeyi elde eden bir in-
san, yani bu cesedi nefisten kurtarıp ruha teslim edince
“Mutu gable en temutu” sırrına mazhar oluyor.
• Toprak, su, hava, ateşten yapılan bu ceset ham maddeden
has maddeye dönüşüyor. Tarikattan hakikate geçince bir
insan bu ham maddeleri atıyor veyahut çeviriyor has
maddeye.
• Şeriatta hayvanî sıfattan beşerî sıfata, tarikatta beşerî sı-
fattan melekî sıfata geçiyoruz.
• Müridin en çetin hâli levvamede, en çetin cihadı levva-
medir.
• Levvameden mülhimeye doğru küfürden uzaklaşıyor.
Fakat tamamen noksan sıfattan kurtulamamıştır, beraat
etmemiştir. Ta ki nefs-i mutmainliğe geçinceye kadar.
• İnsanlar meşayihsiz, tarikatsız, nefs-i mutmainliğe geçe-
mez.
• Kalp âlemi dünyalardan, göklerden, yerlerden büyük.
• İnsanlar icad ederler, icad ise bir maddeyi çevirmek.
• Cenab-ı Hakk yok iken ‘ol’ demiş olmuş bütün mahlu-
kat, nebatat, cemadat. Bunları Cenab-ı Hakk bir madde-
den yapmamış ki, zaman ve işlemli olmamış ki bunlar.
Halkiyet ‘kün’ demesiyle olmuş.
• “Fe yekun” emri enfasta da tecelli ediyor, afakta da te-
celli ediyor.
• Arifler için eşya bir mir’at olmuş. Allah’ın varlığını onda
müşahede ederler. Allah’ın zatının varlığında bütün eş-
yanın yokluğunu müşahede ederler.
• Bu eşya(dan mana) senin, benim varlığım(dır). Sen, ben
varlığından geçince eşyanın varlığından da geçiyorsun.
Sen de bir aynasın. Eşya da bir ayna. Ayna cisimleri gös-
terir.
• Cisim gidiyor. Her eşya zikir ediyor.