Page 7 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 7
Bir Araya Gelme, Ahd i Misak Tazeleme
Hazret-i Pîr’le beraberken yaşadığımız bazı hatıraları mazi-
nin kalın perdelerinin arkasında kaybolup gitmemeleri için ve onun
her türlü hâlinin aktarılmasının faydalar sağlayabileceği düşüncesin-
den hareketle derlemek istedik. Yoksa bu satırlar hâlâ matlubuna
ulaşamamış nefsimin şahit olduğu ikramları ifşa etmek için yazılma-
mıştır. “Methe layık Pîrimiz, zemme layık nefsimiz var”.
Efendim’in hayatını yazmak istemiştim. Bu boyumdan bü-
yük bir işti. Fakat Mecnun misali O’nu herkes sevsin, tanısın iste-
miştim. Efendim bu teşebbüsüme “Doğruyu yazarsan şöhret olur,
olmayanı yazarsan iftira olur.” buyurarak müsaade etmemişti. Yaz-
maya çalıştığım bu satırlar kesinlikle onun hayatını anlatmak için
kaleme alınmış olmayıp, sadece onun aynasından bize akseden hatı-
ralarıdır. Onun aksı her aynada ayrı ayrı ve her biri ayrı tecellilerde
görünmektedir. Bunların hiçbiri zatının bütünü değil, sadece bazı
yansımalarıdır. Zaten Mevlâna “Şemse nispetle onun zerresiyim,
bahre nispetle onun katresiyim” demiş. Evet:
Kalemden şak olup seyrâne geldim
Bulut yağmur olup ekvâne geldim
Nebat hayvan olup insâne geldim
Tarîk-i Nakşibend’e cân-fedâyem
Der-i Şahım’da bir kemter gedâyem
demiş Salih Baba.
Hazret-i Pîrin Teşrifi
1982 yılında, Hazret-i Pîr’in önce babama, sonra anneme
ders vermesiyle ailemiz müşerref olmuştur. Efendim bizim ders
alma zamanımızla ilgili olarak bir defasında “ortaokuldan beri”, bir
defasında ise “15 yaşından beri” buyurmuşlardı. Doğrusunu O bilir.
Rahmeti olmasa zaten işimiz çok zor.
Efendim’in resimleri evin her yanını doldurmuştu. Rabıtayı
duyuyorduk. Onu zahiren görmesek onunla henüz tanışmasak da