Page 236 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 236
Aşk ve Mahviyet 231
Ona böyle buyurunca, tabii Hazreti Resulullah’ın sözü, Hazreti Ömer
de seçkin sahabe. O anda ondaki Peygamber Efendimiz’e olan sevgisi
birden öyle çoğalıyor, o zaman diyor ki:
—Ya Resulullah, şimdi siz buyurdunuz nefsimden fazla seviyorum
seni.
—Tamam, şimdi kâmil iman sahibi oldun, buyuruyor.
Şimdi bakın efendiler, Peygamber Efendimiz’in bütün emirleri
hadistir. Bu olmuştur. Ama kelam-ı kibarda ne geçiyor?
Bulam dersen eğer ayn-i imânı
Çalış ki şeyhinde olasın fâni
Sana senden yakın olanı tanı
….
Tarikatın şartları bunlardır. Evet, Allah hepimize nasip etsin. Yalnız
burada biz meşayihimizi ilmel yakin bildik ise Allah bize aynel yakin
bilmek nasip etsin. Aynel yakin bilenlere de Allah hakkel yakin bilmek
nasip etsin.
Evet, insanlar tarafından Allah’ı ilmel yakin bilmek var, aynel yakin da
bilmek var. Âlimler ilmel yakin biliyorlar. İnsanlar var ki aynel yakin
biliyorlar, ilimleri ile âmil olup fazla amel işlemişler yaklaşmışlar. Bir
de insanlar var ki Allah’ı hakkel yakin bilirler.
Hakkel yakin bilenler Allah’a âşık olanlar. Allah’a âşık olmasa insan
hakkel yakin bilemezler. Çünkü Allah aşkı onun varlığını yakıyor,
gideriyor. Varlığını, perdeleri kaldırıyor.
Hâlbuki perde kendi varlığı, kendi sa’yıdır. İnsanın varlığı kendi
sa’yıdır.
Evet, insan Allah’ı ilmel yakin biliyor ama çok ırak bir mesafe var.
Aynel yakin bilmek ise yürüdü, gitti, yaklaştı. Yani bu yürüme ise amel
işledi, yaklaştı.
Yaklaştı ama arada bir perde var. O perde arkasını göstermiyor. O
perde nedir?
Bilmesi ve yaklaşmasıdır. Ben biliyorum demesidir. O perde ilmidir,
amelidir. O ilminden, amelinden geçmezse perde ortadan kalkmaz.