Page 23 - Dosta Doğru Dergisi 5. Sayı
P. 23
III. İHSAN BOYUTU
“Ne zühdüm var ne irfanım hemân bir benliğim vardır
PîriminSâlih'iyem gözlerem babında ihsanı”- Salih Baba
İslam'ın en önemli yönü idealleriyle gerçeklerinin örtüşmesidir. Yani bir derviş aynı zamanda
mümin, bir mümin aynı zamanda derviş ruhlu olmalıdır. İhsan makamı, İslam'ın aşkın ve içkin
boyutlarını kucaklayan ve derinlerdeki öze inebilmeyi amaçlayan boyutudur.
Mahluk olma bilinciyle hareket eden ve Muhsin adını alan mümin, daha kapsamacı bir bakış
açısına sahip olarak diğergamlığın da ötesinde "işar ( kardeşini tercih etme)ameliyle karşısındakine
davranır. İhsan boyutu vasıtasıyla kozmolojik bir boyun eğmeyi derinden hisseden ve vecde gelen
müminler,diğer mahlukatın tamamıyla “bir mahlukat kardeşliği” içine girerler ve bu sefer tüm varlığın
kendisinden emin olduğu kimseler haline bürünürler. Bir başka ifadeyle muhsin makamındaki
müminler, tabiatla, hayvanatla, nebatatla ve diğer cansız mahlukatla teslimiyet dolu ve sevgiyle yüklü
yakın ilişkisine girerek onların görülen çehrelerinin altında yatan yaratılış mucizesini, ilahi gayeleri,
onların Yüce Yaratıcı Allah ile kopmaz ilişkisini yakından izleyerek kendini daima öz eleştiriye tabi
tutarlar.
Muhsin dindar, Allah katındaki mutlak boyun eğmeyi derinden hissettiği için ihsan makamında
olduğunun bilincinde hareket eder ve ibadeti bir görev değil kulluk bilinci ve kimliği haline sokar.Bu hal
ve kal eylemleriyle o, dinin unsurlarındaki derin anlamlara ve özlere nüfuz eder. Ruhu ve ruhani
varlıklarla olan yakınlığı onu daima ötelere götürür. Bu bağlamda onun için dünya hayatı nimetlere
şükürler zamanı olup yaşanan tek bir gün kadar kısadır.
22 Mayıs 2014 Dosta Doğru