Page 96 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 96

Aşk ve Mahviyet                                                      91

          Gülden Bülbüllere 3-12

                 Bir kez Allah dese aşk ile lisân
                 Dökülür cümle günah misli hazân
          Bir insan aşk ile içinden gelerekten Allah derse, bütün günahlarımız
          sonbahardaki ağaçların yapraklarının döküldüğü gibi dökülür.
          Nakşibendi  Efendimizin  emridir.  Sair  tarikatların  nihayetteki  kârını
          biz burada başlangıçta buluyoruz. Bu da:
          Aşktır, cezbedir.
          Allah'ın esmâ nuru, sıfat nuru, zat nuru var.
          Sair tarikatlar esmâ nurundan sıfat nuruna, sıfat nurundan zat nuruna
          ulaşıyorlar.
          Bizimki doğrudan doğruya sende tecelli eden Allah aşkı var ya. Esma
          nurunu, sıfat nurunu görmeden Zat nuruna ulaşırsın. Çünkü esmâ ile
          sıfat ile bizi uğraştırmazlar. Bu yakınlık, bu kolaylık bundandır işte.
          Bizde  bu  kadar  günahınla,  bu  kadar  isyanınla,  bu  kadar  eksikliğinle
          Meşayihe git. Sende aşk tecelli edecektir. Ama onu muhafaza etmek
          şart.  O  aşk  sana  verildiyse,  nefis  yolu  ile,  ibadet-amel  yolu  ile
          gidenlerin dört yılda aldığını sen kırk dakikada alırsın. Kırk saniyede
          alırsın.
                 Pîr-i Sâmî tuttu destim sâki-i sahbâ gibi
                 Yek nazarda aklım aldı dilber-i Rânâ gibi
          ....
                 Varlığım dağını deldi açtı vuslat râhını
          Varlık: İnsanın benliği bir dağdır.
          Vuslat: Allah'a ulaşacak. Ama yolunu kesmiş. Delemiyor, aşamıyor.
                 Bir nefeste cûşa geldi şehr-i dil derya gibi
          ....
                 Vahdetin sırrın duyup yağmaya verdim gönlümü
                 Dost göründü her taraftan aynıma Leylâ gibi
   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101