Page 93 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 93
Gülden Bülbüllere 88
Aşk bir ateştir. Ateş nasıl yaktığı cisimleri yok ederse, Allah aşkı da
kalpteki cisimleri yok eder.
Ehl-i dert bu yolda sararıp solub
Anladılar pîrsiz olmaz bir kulûb
Harfi savtı olmayan mekteb bulub
Biz hâfîd-i Pîr-i Tagî olmuşuz
Pîr-i Sâmî’nin çırağı olmuşuz
Demek ki aşka duçar olanlar çok sararmışlar, solmuşlar, gezmişler,
dolaşmışlar. Aradıklarını nerede bulmuşlar? Bir Evliyaullah’ın
kalbinde bulmuşlar.
Biz Evliyaullah’ın cesedine girecek değiliz. Ya nasıl olacak? Onu
sevecek, sevecek, seveceğiz. Onu kalbimizde yaşata yaşata, onun sıfatı
bize geçecek. Bizim sıfatımız o olacak. Onun sıfatı biz olacağız. Aşk-ı
hakikate duçar olan daha aşk-ı mecazla uğraşmaz.
Mecnun gibi dağdan dağa
Gezmek ne lazım âşığa
Gönlümde buldum yârimi
Kesrette yâri neylerim
Ama burada aşk ikidir: Aşk-ı mecaz, aşk-ı hakikat.
Aşk-ı mecaz da ikidir: Bir var ki şehvetinden dolayı bir güzel görür.
Onu bırakır ona gider. Onu bırakır ona gider. Bu değil. Erkek olsun
hanım olsun, bu değil. Ama bir kimseyi sevmişse, daha ondan çok
güzellerini getirirler de bakmazsa, o aşk-ı mecaz onu aşk-ı hakikate
çevirecek. Mecnun öyle işte.
Leylâ çok güzel değilmiş. Ama onu çok sevmiş. Hakikat aşkına
ulaşmış.
İnsan bir isim ve cisim sahibi. İnsan yok olunca ismi de yok oluyor.
Cismi de yok oluyor. Ölünce ismi de anılmıyor, cismi de anılmıyor.
Bu isimler, cisimler diriler için. Esmâ nuru isimlerden görünür. Sıfat
nuru cisimlerden görünür. Esmâ nuru Allah'ın 1001 (bin bir) isminin
nuru. Sıfat nuru Allah'ın sekiz sıfatının nuru. Sıfatlardan görünür.
Ama Allah'ın zatı bir. Zatının da nuru Lafzâ-i Celâl'dir. O da “Allah”
kelimesidir.