ZİKİR
İmam Nevevi rahmehullah “el Ezkar”inda söyle der:”Zikir kalb ve dil ile yapilir. Eftal olan, kalb ve dil beraberce yapilandir. Eğer zikir sadece biri ile yapilmak isteniyorsa kalb ile yapilmasi eftaldir.”
Bu her iki sekil de Kitab ve Sünnete dayanir.
Bizim bu yoldaki rehberlerimiz olan Naksibendiyye büyükleri kalb ile yapilan hafi, yani gizli zikri tercih etmişlerdir. Bu da Kitab ve Sünnete dayanir.
Bu ümmet içinde imam olmak hüviyetini kazanmis âlimlerimiz hafi zikrin delili olarak, “Rabbini kendi içinde, tazarru ile yani titreyerek ve korkarak zikret:”(A’raf suresi/205)
Yine ayet-i kerimede:”Rabbiniza tazarru ile ve gizli olarak dua edin.”(A’raf suresi /55) buyurulmustur.
Hadislere gelince:
Nebi sallalahu aleyhi vessellem Rabbinin söyle buyurdugunu nakleder:
Manasi:”Ben kulumun zamanina göreyim. Beni zikrettiği zaman onunla beraberim. Eger beni kendi içinde zikrederse bende onu kendi kendime zikrederim. Eger beni bir topluluk içinde zikrederse ben de onu ondan daha hayirli bir topluluk içinde zikrederim.”
Hazreti A’ise ve ebeveyninden rivayet olunduguna göre Rasul-i Ekrem sallallahu aleyhi vessellem söyle buyurmuslardir :”Öyle zikir vardir ki bazi zikirlerden yetmis kat eftaldir. Kiyamet gününde bütün yaratiklar hesaplari görülmek üzere gelirler, hafaza melekleri de yazdiklari seyleri getirirler. Allah Teala buyuruyor ki:”Iyice bakin, kulumun hesaplanmamis bir ameli kaldi mi?” Melekler derler ki:” Yarabbi, onun hakkinda bildigimiz ve hifzettigimiz her seyi yazdik. Baska bir sey birakmadik. “Kul çaresiz kaldigi bir anda Cenab-i Hak buyurur:”Senin benim yanimda bir iyiligin var ki, şimdi senin onunla mükâfatlandiracagim. O ise (meleklerin yazamadigi) zikr-i hafidir.
Dil ile yapilan cehri zikir, meleklerin duyup yazdiklari zikir,
Kalp ile yapilan hafi zikir de meleklerin duyamadigi ve yazamadigi zikirdir.
Rasulullah sallalhu aleyhi vessellem,”Zikrin hayirlisi gizli olani, rızkin hayirlisi da yetecek miktarda olanidir”, buyurmuslardir.(Ahmed bin Hanbel)
Gizli zikrin efdaliyeti hakkinda hadisler çoktur.
Kadi Iyaz rahimeullah buyurur ki :”Zikrullah iki kisimdir.
1.Kalb ile zikir.
2.Dil ile zikir.
Kalb ile yapilan zikir de iki kisimdir:
1.Cenab-i Hakk’in ve celalini, ayetlerini, arz ve semalarindaki kudret ve iradesini tefekkür etmektir ki, kalb ile yapilan zikrin en yüksegi ve eftali budur.
2.Zikrin kalp ile yapilan seklidir.”
Hanbelî fikh kitaplarindan olan “Bugyetü ül’in-Nüha gayeti’l-münteha”da Ibnü’l-lmad el-Hanbelî der ki:”Nafile namaz, bedenin nafile ibadetlerinin efdalidir, kalbin değil.”
“Kalbin değil” kaydinin manasi, kalbin efdal olan ibadetinin daha başka olmasidir.
Seyh Takiyyüddin rahimehullah der ki: “Kalb ile zikir, kalbden gelmeyerek yapilan bir kirattan efdaldir.”
Ibnü’l-Cevzi’nin sözünün manasi da budur ki söyle demistir:”Kulun yapacagi en doğru iş, kalbini temizlemenin çaresini aramaktir. Kalb tasfiyesinin yolu ise, zikre yapışmak ve tam manasiyla zikre ısınmaktır.”
Yine burada nakledilir ki,”tefekkür nafile namazdan ve oruçtan eftaldir.”
Bilmek gerekir ki kalblerin güzel kokusudur. Allah ile ünsiyet ancak ona devam etmeğe bağlidir. Bunun için Cenab-i Hak:
“Uyanık olun ki kalbler ancak Allah’i anmakla sükûn bulur, huzura erer.” Buyurmustur.(Ra’d suresi / 28)
Yine ayni ayet-i celilede:”İman edenlerin kalbleri ancak Allah’i zikretmekle mutmein olur, huzura erer.” Buyurulmustur.(Ra’d suresi / 28)
Kalblerimizin Allah’tan gaflet etme tehlikesinden ancak zikrullah ile korunabiliriz.
Allah’tan baska her seyden siyrilmanin çaresi zikrullaha devam etmektir. Kalblerin çilasi zikrullahtir. Aksin iyi olabilmesi için kalbleri zikrullah ile cilalamak gerekir. Çünkü orasi Cenab-i Hakk’in nazargahıdır. İmanın makarridir. Sirlarin madeni, nurlarin kaynağıdır. Peygamber sallallahu aleyhi vessellem’in beyan eteği gibi kalb salih olursa bütün vücud salih olur. Eger kalb Salih olmazsa bunca ibadetler neye yarar.
Kul Allah’a kalbiyle bağlanmadikça mü’min olamaz. İmanin sahih olabilmesi için kalbin akdetmesi lazimdir. Kisinin iman rükünlerine bağlanmasi lazimdir. Hangi ibadet olursa olsun niyetsiz yapılamaz. Niyet ise kalb ile yapilir. Bu böyle olduğuna göre kalbin iştirak etmediği hangi amelin kiymeti vardir. Bunun için bütün ibadetlerin sihhati kalbe bağlıdır.