TEVECCÜH VE MURAKABE
Bu kalbin, Zat isminin manasina tam iman ederek dalmasi ve kendini yok bilerek buna devam etmesidir. Bir derecede ki, hiçbir an O’nu birakmalidir.
“Hadika” da der ki:”Murakebe, kelime manasi itibariyla bir seyi karsilikli olarak gözetlemek” demektir.
Murakebe, Allah’a vasil olmak için müstakil yoldur.
Hakikat talibi bilmelidir ki Cenba-i Hak her an onun halini görmektir. Ve her an onunla beraberdir.
Teveccüh ve Murakebe, nefy ü isbattan yüksek ve üstündür. Cezbeye daha yakindir. Salik, murakebeye devam sayesinde vezaret mertebesine varir. Ona mülk ü melekûtta tasarruf müyesser olur. Gönüllerden geçenlere muttali olur. Batinini hidayet nuruyla nurlandirir. Kim murakabeye devam ederse gönlü daima derli toplu olur ve kalbi daima Allah’a yönelik olur. Bu hale büyükler “Cem ve kabul” derler.
Cüneyd Bagdadi kuddise sirruh söyle anlatmislardir:”murakebe hususunda bir kedi bana yol gösterdi. Bir fare deligine gözlerini dikmis öylesine istigrak ile gözetiyordu ki bir tüyü bile kipirdamiyordu. Onun bu teveccüh ve murakebe haline hayran oldum. Sirrima nida edildi ki:”Ey himmeti asagi olan! Senin maksudun fare kadar midir? Bu hak yolunda himmetin bir kedininkinden az olursa acaba halin nice olur?” Bu hitaptan uyandim. Murakabe yoluna koyuldum. Maksadim hâsil oldu.”
Hace Abdullah el- Ensari kuddise sirruh: “Unuttugun zaman Rabbini zikret.” (Kehf suresi /24) ayetini, “Allah’tan baskasini unutup gönlünden sildigin zaman, sonra zikrederken zikrini unuttugun zaman, sonra Hakk’i zikrederken kendini unuttugun zaman Rabbini zikret” diye tefsir etti.
Salik, kendini ve gaybet halini unuttugu zaman bu hal fenanin fenasidir. Yani Fena halinin de ortadan kalkmasidir.
Denildi ki: Fena mertebesine varan tekrar beseri sifatlarina döner.
Zünnun Misri demistir ki: “Dönen ancak yoldan dönmüs olur.”
Fena halinin baslangici görüldügü zaman salik hakiki bir tefekkürle ve diliyle “La ilahe illallah”zikrine devam etmelidir.
Bunun en az miktari bir gece ve gündüzünde besbin adeddir.
Salik fena-yi tam haline vasil olmakla velayet-i sugra derecesine ulasir. Yani veli olmak için ulasilmasi gereken ilk noktaya ulasmis olur. Velayet-i Kübra derecesine bundan sonra ulasilabilir. Bu da beka-billâh mertebesidir.
Bundan sonra nafile namazlarla mesgul olur. Bu Allah’in bir fazlidir ki diledigine verir. Allah’in fazli büyüktür.
Bu kolay bir sey zannedilmemelidir. Bunun en asagi derecesi elli bin yillik yoldur.