Page 19 - Dosta Doğru Dergisi 4. Sayı
P. 19

k ve Edep

helak olur. Hangi kimse âdabı şer’ iyye ve sün-    kovulmayı gerektirir. Kim huzurda edebini bo-
net-i Ahmediyye’den birini ihlal etmişse o, bu     zarsa kapıya kovulur.
hareketi ile bir mekruh işlemiştir. Mekruhları
alışkanlık hâline getiren, zamanla harama yel-        Bir mürebbinin emirlerine uymayan, edep-
tenir. Haramı irtikap eden kimseden de Hak ve      lerine razı olmayan kimse tek başına Kur’an ve
hakikat yolunda ebediyen hayır gelmez. Bize        sünnet ile gerçek edebi elde edemez.
faydasız çok bilgiden ziyade, edep ve yüksek
terbiye lazımdır. Ahlakın en mükemmeli ede-           İnsanlığın Hz. Muhammed’in (S.A.V) ve
bin en üstünü dinde edeptir.                       Kur’ân-ı Kerîm’în istediği mertebey-î kemale,
                                                   daha doğrusu insanlığa yükselebilmesi için
   Cenabı Allah, “Ey iman edenler, nefsinizi ve    birtakım edepler vardır. Bunları; Allah’a karşı
ehlinizi edep öğrenerek ve edep öğreterek ce-      edep, Peygamberimize karşı edep, Kur’ân-î Ke-
hennem ateşinden koruyun.” buyurmaktadır.          rim’e karşı edep, hoca, muallim ve mürşidimize
Hz. Mevlana: “İman nedir diye akıldan sor-         karşı edep, din kardeşlerimize karşı edep, şek-
dum. Akıl kalbimin kulağına söyleyerek iman        linde sıralayabiliriz.
edeptir.” dedi.
                                                      Allah’a karşı edep; Allah’u Tealanın emirle-
   Edep, kemalin göstergesi, dinin şartı, insa-    rini yerine getirmek, nehiylerinden kaçınmak,
nın tacıdır. İnsanı kamilin en büyük özelliği      ihsan derecesine ulaşmaktır. Edep kişinin Al-
edepten ibarettir. Edebi Allah’ın zatına götüren   lah’ı görüyormuş gibi ibadet etmesidir. Rabbi-
bir alet saymışlardır. Edep şeriatın meyvesi, ta-  ni göremiyorsa da, Allah (C.C) onu görüyor,
rikatın şartı, hakikatın aslı ve marifetin sebe-   hatta Allah’ın ayetleri okunurken ayetlerin
bi diye ifade edilmiştir. O halde edep; insan      bizim şahsımıza hitap ettiğini hissedebilme,
bedeninde ruh, Allah adamlarının gözünün ve        kalbimizde imanın lezzetini tadarak yaşayan
gönlünün nurudur. Edeplerin en güzeli dini         bir Kur’ân olabilmek edeplerin en üstünüdür.
güzelce öğrenmek, dünyadan gönlünü çekmek          Hakk’a karşı edep; nerde, ne zaman ve kimde
ve yüce Allahın üzerimizdeki hakkını bilmek-       zahir olursa olsun Hakk’ı kabul edip ona boyun
tir. Kim sünnetin edebine sarılırsa, Allah’u       eğmek, ondan geleni asla reddetmemek, her
Teala onun kalbini marifet nuruyla nurlandı-       vakit ondan razı olmaktır. Hakiki edep, kulun
rır. Allah’ın Habibi Hz. Muhammed’e (S.A.V)        Hak’ta fani olmasıdır. Edep Allah’la beraberliği
emirlerine, fiillerine ve ahlakına uymaktan, bir   hissetmektir. Allah’a karşı edebin en güzeli bu
de söz, fiil, inanç ve niyet olarak onun edep-     yakınlığı her an hissedebilmektir.
leriyle edeplenmekten daha şerefli bir makam
yoktur. Din, edebi gerekli kılar, edebi olmayan       Davud-i Tai şöyle anlatır; Yirmi yıl Ebu
kimsenin gerçek manada bir dini, imanı ve          Hanife Hazretleriyle birlikte bulundum. Bu
tevhid inancı yoktur. Kim Salihlerin edebiyle      zaman zarfında ayaklarını uzattığını hiç gör-
edeplenirse o, keramete ve ilahi ihsanlara ka-     medim. Kendisine yalnızken ayağını uzatman-
vuşur. Kim evliyanın edebiyle edeplenirse o,       da ne mahsur var dedim. Bana, Cenab-ı Hak
ilahi yakınlığa alınır. Kim sadıkların edebiy-     karşısında edepli olmak daha efdaldir dedi. İh-
le edeplenirse, o müşahadeye ulaştırılır. Kim      san derecesine ulaşan Ehlullah hep böyle dü-
peygamberlerin edebiyle edeplenirse ona ün-        şünürler. Bir şairimiz, “Edep, envar-ı ilahiden
siyet, özel muhabbet ve dostluk nimeti bahşe-      bir taçtır. Onu başına koy da istediğin yere git.”
dilir. Kim edepten mahrum olursa, bütün bu         buyuruyor.
hayırlardan mahrum kalır. Edebi terk etmek
dosta doğru 18 | şubat 2014                           Resulullah’a karşı edep; Fahri Kainat (S.A.V)
                                                   Efendimizi beşeri istidat ve takat dahilinde
                                                   kavrayabilmek mümkün değildir. Allah (C.C)
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24