Page 30 - Dosta Doğru Dergisi 7. Sayı
P. 30
zaman kendisini bilmiştir. Bakmıştır ki evet, kendisinin an- Bakıyor ki kalbinde bütün eşya zikir yapıyor. Ama nerede?
cak ve ancak yaşaması için kendisinin de korunması için ruhun Kalbinde oluyor.
bir adil, adaletli olduğunu bilmiş. Mülke hâkim olduğunu
anlamış. O zaman ruha tabi olur. İşte böyle nimetler var. Bu nimetleri Cenabı Hak bizler için
halk etmiş. Çünkü Cenabı Hak: “Sayısız nimetleri kulum için
Nefis ölmez aslında. Ama nice ki bu makamlar elde edilmezse, halk ettim.”[12] buyuruyor.
bu nefis buradan sıyrılıp düşmezse, cesede nefis hâkimdir.
Sayısız nimetler, sadece maddi nimetler değil manevi nimetler
Evet, kedi, köpek, kertenkele şekli böyle. de var. Ahirette de akıllar idrak edemeyecek, diller idrak ede-
Yılan şekli ise, dolanmayla buraları işgal etmiş. Bir dolanmada meyecek, nimetler cennette de çoktur.
kalpten başlamış ruha gelmiş, arkadan dolanmış gelmiş sırrı
hafî’yi kapatmış. Bir daha dolanmış gelmiş göğsünü buraya (ah- Ama bunların hepsinin mafevki nedir?
faya) koymuş, başını da buraya (kalp gözüne) koymuş. Yılanın Hepsinin mafevki, Cenabı Hakk’ın varlığına ulaşmak, Cenabı
şekli de budur. Hakk’ın varlığını elde etmektir.
Bunlar haktır, doğrudur. Tarikattaki terakki budur. Tarikatı Eğer onun varlığına ulaşırsan, onun varlığını elde edersen bu
insan anlamaz, yaşamazsa bundan kurtulmuş olamaz. Bundan sefer o nimetlerin hepsi sende mevcut oluyor.
kurtulamazsa hakikate geçmiş olamaz. Onun için Cenabı Hak bir kutsî hadiste: “Sayısız nimeti kulum
Bilinmez âlemin sırrı nihândır için halk ettim ama kulu da zâtım için halk ettim.” buyuruyor.
Dört şâhın hükmüyle döner cihândır Evet, manevi nimetleri elde etmek için maddi nimetlerden
Ârif olanlara özge seyrândır faydalanacağız. Ama manevi nimetlerden de geçe geçe en
Kâmile her eşyâ olmuş bir evrâd büyük nimete ulaşacağız. Eğer bunlardan geçemezsek büyüğüne
Kâmiller için bütün eşya tevhit, zikir olmuş: ulaşamayız. Onu biz bilemeyiz.
“Lâ ilahe illallah” Bakın dikkat edin, bir insan görmediği bir şeyi gördüğü zaman
“Lâ”yıiskât eyleyenler dâim illâ “Hû” çeker çok hoşuna gider, ona çok güzel görünür. Der ki:
“Lâ” yani her şeyi kalbinden yok ederse eğer… Kalbin sahibi —Bundan daha güzel bir şey yok; ben daha buradan gitmem
ve bundan başkasını da istemem.
Güzel bir makamı görmüşse bundan daha güzel bir şey yok,
ben buradan daha gitmem. Güzel bir şey görmüşse yemede, gi-
ymede, eşyada, hoşuna giden bir şey daha
bundan güzeli varsa onu bilmez.
Ama onu bir bilen var ki yok oğlum,
diyor.
Allah’tır. Allah; kalbine, mülküne lütfeder, gelirse o kalp bu sefer —Senin esas güzel gördüğün bu değil,
büyür, o kalp hakikatine ulaşır. makam olarak veyahut da cisim olarak
gördüğün bu değil. Gel bundan vazgeç ki
Bu kalbin hakikati nedir? Hiçbir yere sığmayan Allah kalbe seni daha güzellerine götüreyim. Bunu
sığıyor. bırak, bundan daha iyileri var, onu verey-
im.
Kalp o kadar büyük olursa bu sefer mademki Cenabı Hak;
katreden deryayı, zerreden kübrayıihâta etmişse; derya da orada, İşte tarikattaki nimetler bunlardır.
katre de orada, kübra da orada, zerre de orada; hepsi orada zikir Daima terakki, terakki, terakki…
yapıyorlar. Ki tarikatın en yüksek nimeti nedir?
Ru’yetullah’a mazhar olmak.
Kâmile her eşyâ olmuş bir evrâd Ru’yetullah’a mazhar olmak için mahvi-
Buyurması budur ki her cisim zikirdir, zikir yapıyor. yete düşmek lazım. Mahviyete düşmeyen
Bunların hepsi insanın kalbinden doğuyor. İnsan bir camia olamıyor. Sâlih Baba’nın emri de budur.
oluyor. Her şeyi alıyor kalbinin içerisine. İnsanın kalbinde Âşık imdi varlığını ver yokluğa
her şeyin hakikati vardır. Hepsi bunları kalbinden seyrediyor. Yokluk içinde sana varlık doğa
Bütün yokluğa düşmezsen varlığa
ulaşamazsın diyor. Çünkü senin varlığın,
varlığı göstermez. Senin varlığın bir per-
dedir, hakiki varlığını örtmüştür. Onun
için:
Haktan ayan bir nesne yok
Gözsüzlere pinhan imiş
Buyuruyor.
Allah ayandır ama gözsüzler göremez.
Ama hangi gözsüzler? Gözlü hangisi, gözsüz hangisi?
Basiret gözü açılmayanlar, gözsüzdür.
Bu göz maddedir, yok olup gidecek. Görünenler de zaten yok
olup gidecek. Ama yok olmayan bir varlık var, yok olmayan bir
göz var.
Bizde de mana var; madde değiliz, biz de manayız. İnsan
sadece madde değildir.
Madde cesedi, mana ise ruhudur.
İşte o ruhunu nimetine ulaştırırsa, o zaman o manevi gözü de
açılır, manevi kulağı da açılır, manevi dili de açılır, manevi eli de
dosta doğru - şubat 2015 29