Page 23 - Dosta Doğru Dergisi 8. Sayı
P. 23
miş? Bunlara belanın büyüğünü vermiş ki amelimizi işleyeceğiz. Tarikatta
ahirette de nimetin büyüğünü versin. hizmetlerimiz de var. Ondan sonra
Allah’tan gelen iptila bize ceza değil de çile
Dünyadaki belanın büyüğünün, ahirette olur. Ama o çile tatlı olur. Çile olursa tatlı
de bir karşılığı var. Peki, nebilerden sonra olur, acı olmaz. Ama bela olursa eğer, acı
velîlere verdim diyor. Velîlerde de bir eksik- olur, tatlı olmaz. Niçin bak!
lik olmaz, hâşâ. Velîlerde de eğer eksiklik
olsaydı zaten velî olamaz. Peki, bunlarda Er odur ki zehri panzehir eder
bir eksiklik olmadığı halde, niçin Cenabı Bu kelam niye buyrulmuş, söylenmiş?
Hak onlara büyük belayı vermiş? Ya, onlar Bir de:
için de çile ile onlara ahirette büyük makam Çürüklerin hep sağ olur
verecek, büyük derece verecek. Peki, “emsa- Zehrin kamu bal, yağ olur
liküm” biz de Allah’a şükür inancımız var, Dağlar yemişli bağ olur
inancımızı yaşıyoruz, bizim de iptilamız Cümle cihan bostan sana
var. Bize niye veriyor? Bizim için de Cenabı Bu kelam niye konuşulmuş? Demek
Hakk’ın ahirette bir mükâfatı var. ki er odur ki zehri panzehir eder. Yani er
demek, güçlü demek. Güçlü odur ki zehiri
Öyleyse, biz kulluğumuzu yapalım. panzehire çevirir. Ama burada anlamı; biz
Kullukta eksiklik bırakmayalım. Bizim için işte Allah’a olan kulluğumuzu, hizmetimizi
çile olur. Çile olursa çilenin karşılığı ahirette yaparsak bak! Cenabı Hak ne buyuruyor?
vardır. Büyük nimetler var, Cenabı Hakk’ın “Kulum bana itaat ederse ben onu yed-i
büyük ikramları olacak. kudretimle muhafaza ederim.”[3]. Yed-i
Ceza olunca; tabii ceza kusurumuzdan,
bu cezalanma eksikliğimizden dolayı olur.
Bu ceza, dünyada da olur, ahirette de olur.
Sade dünyada olmakla kurtulmuş olamayız
ama dünyadaki cezanın da yine ahiretteki
cezamıza faydası olur. Dünyadaki cezalar da
ahiret cezalarını kurtarmasa da hafifleştirir,
azaltır. Zaten kelamı kibarda öyle bak!
Kalmadı gönlümün sabrı aramı
Mürüvvet babından eyle keremi
Burada temiz et her bir davamı
Bırakma mahşeri kübraya bizi
Bu tasavvufî bir kelam. İşte bu cemaata
söylenmiş, bu cemaat bunu yaşıyor. Öy-
leyse bu cemaat bunu yaşıyorsa, bu cemaate
söylemişse biz de idrak edelim, buradan bir
hisse alalım, eksiklik yapmayalım. İşte bir
taraftan da buyruluyor ki, evet ‘Bir müridin
hizmetinde eksiklik olursa, başı dururken
ayağına taş değmez.’ Baş ile taşın ne işi var?
Taş ancak ayağına dokunur, çünkü ayak
daima yerde sürünüyor, yerde yürüyor. Yani
çilesi çok olur.
Öyleyse demek ki burada hizmetimizi
yapacağız. Şeriatta neyse inancımız,
22 Dosta Doğru - Ağustos - 2015