Page 19 - Dosta Doğru Dergisi 8. Sayı
P. 19

Ramazan bayramı da yine öyledir.              Bayramın bir bu yönü var, bir de Cenabı
Fitreler veriliyor, sadakalar veriliyor,         Hakk’ın emridir. İnsanlar ramazanını,
zenginler artık mertleşiyorlar. Çünkü            orucunu tutar veya kurban bayramını,
Peygamber Efendimiz: “Ramazanın evveli           bayramda ne ise yapacağı amelleriniz
rahmet, ortası mağfiret, sonu bereket ve         yaparsa ne olur? Mağfiret olur.
cehennemden kurtuluştur.”[1] buyurmuş.
                                                    Evveli rahmet, sonu bereket; burada
   Evveli rahmet ne? Rahmet ayıdır. Ama          bereketin şu anlamı var: Sade zenginlerin
bir insan ramazan ayının rahmet ayı              fakirlere yedirmesi, içirmesi bu değildir. Bir
olduğunu bilirse ne olur? Mertleşir,             de bunun bereketi demek şu ki: Ramazan
cömertleşir, merhametleşir. Allah’ın Rah-        ayında yapılan hayır hasenat, yapılan ibadet,
man sıfatı, merhamet sıfatı tecellî eder. İn-    sair aylardan çok farklıdır. Onun için sonu
sanlar da mertleşir, ne yapar? Fitresini verir,  bereket oluyor.
sadakasını verir, gördüğü zaman bir fakire
acır. Hâlbuki sair zamanlarda hiç aklına bile       Ramazanda muhakkak mağfiret olur.
gelmiyor; ama ramazanda geliyor.                 Bu dini bayramlar nefsin yapmış olduğu,
                                                 zâhirde nefse olan emirlerdir.
   —Şu fakirdir, ihtiyacı var; ihtiyacını
gidereyim, der.                                     Fakat bir bayramsa;
                                                    Bu bir ıyd-ı meserrettir
   Bütün insanlar mertleşiyorlar. Fakirler          Iyd; bayram. Bu da bizim tevec-
de burada mesut oluyorlar. Fakirlikten           cühümüzde, işte bu hatmemizde, bu soh-
kurtuluyorlar, ihtiyaçları gideriliyor.          betlerimizde bizden tecellî eden muhabbet,
                                                 aşk, ağlamalar, feyiz bunlar ne oluyor?
                                                 Bunlar da ruhun bayramıdır. Bunlara “ruh
                                                 bayramı” diyoruz.
                                                    İşte bu cemaat şimdi buraya toplanmış
                                                 gelmişse, bunların ruhu bayram ediyor.
                                                 Bayram etmeye gelmişler ve ediyorlar da.
                                                 Ama biz ruhun esrarını bilemiyoruz.
                                                    Ruhun sıfatını bilemediğimiz için, rengi-
                                                 ni şeklini bilemediğimiz için, ruhun esrarını
                                                 da ruhun nimetlerini de bilemiyoruz.
                                                    Ancak işte bundan anlayacağız ki bu mu-
                                                 habbet bize geliyorsa, bu muhabbet ruhtan
                                                 tecellî ediyor. Ruh bundan mesut oluyor,
                                                 ruh nimetine malik oluyor.
                                                    Evet, onun için Allah’a şükür işte
                                                 bugünkü yapacağımız amel, teveccüh diye
                                                 büyük bir ameldir, büyüklerimizin amelidir.
                                                    Teveccüh başka tarikatlarda yok. Bizim
                                                 tarikatımızda bizim yolumuzda var. Onun
                                                 için teveccühü belki bilemeyenler var, belki
                                                 görmeyenler var. Çünkü daima Allah’a
                                                 şükür geliyorlar, ders alıyorlar, tarikata
                                                 giriyorlar. Ama alanlara Allah sebat versin,
                                                 girenlere Allah sebat versin. Sebat lazım,
                                                 sade tarikata gelip almakla, tarikatı alıp da

18 Dosta Doğru - Ağustos - 2015
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24