Page 20 - Dosta Doğru Dergisi 8. Sayı
P. 20

gidip tespihi duvara asmak değil. Veyahut       sene sonra mübarek Seyyid Sıbgatullah
da sohbete gelmez, hatmeye gelmez, tevec-       Gavs Hazretleri ikindi namazında imam,
cühe gelmez. Bak! Bir de var ki ders almış,     cemaate imamet ediyor. Kendisi kıyamda,
sekiz sene, on sene önce ders alanlar var,      kıyam farz, kıraat da farz. Kıyamda böyle
teveccüh görmemiş. Bu da öyle ders almak-       elini sallamış.
ta insanlar için fayda temin etmez, ama
yine vardır. Niye olmasın, vardır.                 —Defol, demiş.
                                                   Birini kovar gibi veya birini iter gibi de-
   Madem geçmişte bazı maceralar olmuş.         fol, demiş. Namazı kılmışlar, namazı kıldık-
Evliyanın, velîlerin macerasında var. Mesela    tan sonra arkasındakiler bütün müderris
büyüklerimizden Seyyid Sıbgatullahi Arva-       molla. Demişler:
si Hazretleri bizim neyimiz oluyor? Bir, iki,      —Seyda kurban, sen namazda bu
üçüncü dedemiz, manevi dedemiz. İsmi,           hareketi yaptın, bu sözü de söyledin.
Gavsı Hizan Seyyid Sıbgatullah. Gavs ona        Namazımıza bir noksanlık gelmedi mi?
verilen bir isim. Gavs demek, baş demek,           —Hayır. Ben onu irademle yapmadım
velîlerin başı. Velîlerin başına gavs deniyor.  ki. Gayri ihtiyari oldu, demiş.
Evet, zaten gavs’mış.                              Evet, insan namazda da gayri ihtiyari
                                                ne yapsa, cezbe de gelse düşse, yuvarlansa,
   Gavs’lığı zâhirde görülmüş çok kim-          ağlasa, bağırsa yine namazı nerdeyse kalkar.
seler tarafından bilinmiş ispat edilmiş. Bu     Namazı, kıyamda mıydı, rükûda mıydı, sec-
mübarek Bitlis’in Hizan kazasından. Van’a       dede miydi aynı yerden namazına devam
tebliğe gitmiş. Van’da bir akşam sohbetini      eder, yine bozulmaz. Ama hareket iradesiz,
dinleyen cemaatin içerisinden (hep Şâfî         gayri ihtiyari olursa…
onlar) bir tanesinin sohbet hoşuna gitmiş,         —Efendim sebep neydi? Demiş ki:
gavsı sevmiş, ders almış, gitmiş, boy abdes-       — İşte, filanca tarihte yirmi sene evveldi.
tini almış tövbe namazını kılmış, sabahtan      Van’da bir akşam sohbetimizde bir tanesi
da dersini yapmış. Bir günlük dersliymiş,       ders aldı. Sohbetimizi dinledi dersini aldı.
bir günlük hizmet görmüş. Fakat adam-           Gitti boy abdestini almış, tövbe namazını
cağızın üç - beş tane keçisi varmış. Git-       kılmış, bir günlük sabahtan da dersini yap-
miş ki keçisinin bir tanesi ölmüş. Hanımı       mış. Hanımı buna razı gelmemiş, keçileri
gelmiş acizlenmiş, beyini öyle tehdit etmiş     ölmüş diye buna tazyik etmiş. ‘Dersini geri
ki:                                             ver.’ demiş. İşte o adam ölüyordu. Haleti
                                                nezide can veriyordu. Şeytan da göğsüne
   —Git tespihi geri götür ver, bu ders bize    çökmüş imanını almak istiyordu, şeytanı
iyi gelmedi bak, keçi öldü, öbürleri de ölür.   kovdum, attım. Onun imanını kurtardım.
                                                   —Seyda kurban, o inabesini geri verdi o
   O da biraz saf adammış. Zaten onun           nispetinizden çıkmadı mı, ayrılmadı mı?
saflığı onu kurtarıyor. Gitmiş demiş ki:           —Evet, çıktı, ayrıldı ama Nakşîlerin
                                                şanına düşer mi ki bir günlük hizmetini
   —Seyda kurban! Ben ders aldım sizden,        görsün. Onun elinden tutsun, bir günlük de
gittim. İşte boy abdestimi aldım, tövbe         hizmetini görsün de onu şeytana kaptırsın-
namazımı kıldım, sabahtan dersimi yaptım.       lar, demiş.
Bizim hanım gitmiş ki keçileri sulasın veya        Bu kadar büyük bir menfaati vardır.
yemlesin. Keçinin bir tanesi ölmüş. Gel-        Yalnız demek ki bir insan ders alsa, dersini
di beni çok tehdit etti, çok tazyik etti. ‘Bu   yapmasa da yalnız o inancını kaybetmese,
inabe bize iyi gelmedi. Geri götür, ver bunu,   o da çok faydalı oluyor. Ona bile yardım
öbür keçiler de ölür, bunu ver.’ dedi.

   O da demiş ki:
   —Peki, yapmıyorsan yapma.
   Öyle aradan yirmi sene geçmiş. Yirmi

Dosta Doğru - Ağustos - 2015                                                                    19
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25