Page 278 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 278
Tasavvuf Sohbetleri 5 273
Mâsivânın illeti insanın kalbinden nasıl çıkarmış?
Ancak Nakşibendi tarikatında (hadim; hizmet) hizmet görürsen
çıkarmış; ama hizmete kabul edilecek, alınacak ki hadimi olsun.
Her geleni onlar kabul ederler.
Mevlâna ne buyurmuş? “Ne olursan ol gel.”
Yeter ki o istiğfar ettiğin, elinden tuttuğun zaman “Kabul et-
tim.” kelimesi var ya, o “kabul” kelimesinin üzerinde dursun.
“Kabul” üzerinde durması; bu tarikatın dört aleti olan muhab-
bet, ihlas, adap, teslimi yaşaması ve elde etmesiyle nimeti tamam
oluyor.
O zaman nefs-i mutmainneye de dâhil olursun. Raziye makamı-
na da gidersin. Marziye makamına da Safiye makamına kadar gi-
debilirsin. Nefs-i mutmainne, velayetin başlangıcıdır. Ondan sonra
Raziye, Marziye, Safiye makamları vardır.
Raziye, Marziye makamında ne oluyor?
Mürit tamamen terk-i can oluyor, canından da geçiyor.
Cenâb-ı Hakk: “Kulum ver beni de al beni. Benim vermiş oldu-
ğum canı bana ver ki beni alasın.” diyor. Allah’ın vermiş olduğu
candan Allah için geçiyor. Raziye, Marziye makamında bu olur-
muş. Kelâmda öyle:
Bu nefsin "raziye marziyye" eyle
Alıp dost iline kurbâna gel gel
İşte tarikatın şartları, esasları, bu dört aleti vardır. Zahir şeriatta,
cesetle edille-i şeriye var. Edille-i şerriye olmasa ceset hayvanî
sıfattan kurtaramıyor, beşerî sıfata geçemiyor.
Tarikat da olmasa beşerî sıfattan meleki sıfata geçemiyor. Me-
leki sıfata geçmek için de işte tarikatın bu dört şartı vardır: muhab-
bet, ihlas, adap, teslim.
Muhabbet, Meşayihini sevecek.
İhlas, onu büyük görecek. Ne kadar büyük görebilirse o kadar
sevebilir.