Page 280 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 280
Tasavvuf Sohbetleri 5 275
Haccü'l-ekber eylerim bassan efendim bir ayağ
Bir ayak bassan denilince bu zahiren cismiyle basması değildir.
Bu insanların kalbinde rabıta nurunun tecelli etmesidir.
İnsanlar bir Meşayihinin gönlüne girdiyse eğer maksuduna ulaş-
tı, maksudunu buldu, maksudunu bildi.
Çünkü Evliyaullah’ın, meşayihin cesedi ravza-i mutahhara imiş.
Kalbi de Allah’ın eviymiş. Allah’ın o emri olan evi değil, Zatı olan
eviymiş.
Hakkikatte Beytullah insanların kalbidir.
Kâbe inşâ-yı Halil'dir sendedir beyt-i Celîl
Bunlar hilaf değil hep ayetle hadisle delilleri vardır. Fakat yine
akıl bunu alamıyor.
Cenâb-ı Hakk kudsî hadisinde: “Lâ yese’unî erdî ve lâ semâî ve
4
lâkin yese’unî kalbü abdil mü’mini ” ” Ben göklere yerlere, arşa
kürse, levhe kaleme hiçbir yere sığmam. Ama mümin kulumun kal-
bine sığarım” buyuruyor.
Bu hadisi biliyoruz, ulemâlar gözümüzün önünde, hocalar da
bize bunu söylüyorlar. Fakat hoca da bunu anlayamıyor.
Hoca bunu niye anlayamıyor? Diyor ki bir Müslüman Allah’ı
kalbinden unutmazsa, zikrederse evi olur. Hoca böyle diyor, ama
bu mümkün müdür? Mümkündür ama bu Allah’ı hiç unutmayan
içindir.
İnsan Allah’ı hiç unutmazsa, zikreder, zikreder ne olur sonun-
da? Mecnûn da Leyla Leyla diye diye sonunda Mecnûn da oldu
“Leyla”.
Muhakkak ki insanlar Allah’ı zikrede zikrede kalbinde Cenâb-ı
Hakk’ın esma nuru tecelli eder.
Bin bir esma birbirinden seçildi
Buyuruyor.
Gönülden perde-i hicâb açıldı
4 Alusi Ruh’ul Meani, XX.101.