Page 89 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 89

Gülden Bülbüllere

                 Hazreti Sâmî’den giymişem tâcı
                 “Ve’d-Duhâ” yüzüdür “ve’l-Leyli” saçı
                 Olmak isteyenler fırka-i nâcî
                  Ziyaret eylesin pîrlerimizi
          Demek ki zaten öyle Peygamber Efendimiz’den de sordular.
            —Ya Resulallah, bu fırkayı naci hangisidir?
          “Fırkayı  naci kitaba ve sünnetime  sarılanlar.  Kitaptan  ve  sünne-
          timden  kayanlar  fırkayı  naci  değildir.  Benim  ve  ashabımın  iziyle
          gelenler  fırkayı  nacidir,  benim  ve  ashabımın  izinden  ayrılanlar
          fırkayı naci değildir.”
            Allah’a şükür biz inanıyoruz ki Resulallah’ın ve ashabının izin-
          de gidenler bizim velilerimizdir. Biz de onların izindeyiz, peşinde-
          yiz. Onların peşinden ayrılmayalım. (GBT)

          ...
            Niye  bunlar  cehenneme  gidiyor?  Onlar  sözünü  söylüyor,  özü
          yok.  Sözü  ne?  “Lailahe  illallah  Muhammedur  Resulullah”  diyor
          ama bu söz dilinde, kalbinde tasdiki yok. Eğer tasdiki olsa, kalbi
          inansa icraatı olacaktır.
            Bu ibadeti olmayanların hepsi kalpten inanmamışlar mı? İnan-
          mışlar  ama zayıf  bir iman  ile  bu  onları  kurtarmaz. O  zayıf  iman
          sönebilir de sönmeye de mahkûmdur.
            Peygamber Efendimiz bizi aydınlatıyor ve haber veriyor: “İma-
                                 52
          nı muhafaza eden ameldir. ” Amelsiz iman, rüzgâra karşı olan bir
          mumun ışığı  gibidir.  Rüzgâra  karşı  o mumun  ışığının  ne  kuvveti
          olur? Işık durur mu, yaşar mı? Yaşamaz, söner. (GB5)
          ...
            Onun  için  Cenabı  Hak,  insanları  üç  sınıf  üzerine  halk  etmiş:
          ehl-i dünya, ehl-i ahiret, ehl-i huzur.

            Ehl-i  dünya,  dünyayı  sevenler.  Sadece  müşrikler  mi  dünyayı
          sever?  Müslüman  beldesinde  doğmuş,  Müslüman  sülbünden  gel-

          52   Camiu'l-Ehadis cild: 3 s. 452, Hadis no: 9745.
   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94