Page 90 - Gülden Bülbüllere Altin Silsile - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 90
Altın Silsile 73
miş, ona Müslüman ismi koyulmuş ve Müslüman’ım diye de övü-
nüyor, geçiniyor. Fakat dünyayı çok seviyor, dünyaperest olmuş. O
da cehennemden kurtaramaz. İşte ehl-i nar onlardır. Her kim ki ehl-
i dünyadır, o ehl-i nârdır. Dünyayı seviyorsa gideceği yer cehen-
nemdir.
İşte onun için Peygamber Efendimiz “Ümmetim yetmiş üç fırka
olacak, yetmiş iki tanesi fırka-i nar, bir tanesi fırka-i nâci” buyur-
muş.
Ashap sormuşlar, Ya Resulullah, bu fırka-i nâci kim oluyor,
hangisidir? Buyurmuş ki “Benim ve ashabımın izini izleyen fırka-i
nâcidir. Kitap’a ve sünnetime sarılan fırka-i nâcidir. Kitap’tan,
sünnetten ayrılan fırka-i nârdır. Benim ve ashabımın izini bırakıp
izinden ayrılanlar fırka-i nârdır.”
Düşünelim bu zamanımızda Kitap da icraat edilmiyor, sünnet
de yok zaten. Niye? Sünnetlerin yerini bid’atlar almış.
Bid’at hangisi, sünnet hangisidir? Malumunuz sünnet, Peygam-
ber Efendimiz’den görülenler ve ashaptan görülenlerdir.
Cenabı Hak kitap göndermiş, İslâm daha yeni geliyor, gelişiyor,
büyüyor. O zamanda yemelerinden, içmelerinden, oturmalarından,
kalkmalarından, konuşmalarından, almalarından, vermelerinden
hepsini bir ölçüye, İslâmî ve Allah’ın emri hududuna göre, Cenabı
Hakk’ın hoşuna gelecek şekilde yapmışlar. Ama bir de uydukları
sünnetler var.
Sünnetler Peygamber Efendimiz’in yaşantısı, amelleri, işlemi,
icraatıdır. Sünnette ashabın da payı var, sadece Peygamber Efen-
dimiz’in yaşantısı değil.
Peygamber Efendimiz yapmış bir şey, herkes onu sünnet olarak
kabullenmiş. Bir de var ki üç beş tane sahabe bir amel işlemişler,
bir iş işlemişler. Bunu sormuşlar. Demişler ki: Ya Resulullah biz
bu işi böyle yaptık. Peygamber Efendimiz “güzel yapmışsınız”
demişse o da olmuş sünnet. Yok, “bu iyi değil, bunu terk edin”
demişse, o sünnet olmamış.
Öyleyse şimdi İslâm’da bir kıyafet, bir de yaşantı var. Müslü-
man’ın yemesinde, içmesinde, almasında, vermesinde, oturmasın-