Page 108 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 108
Aşk ve Mahviyet 103
“Ya Rabbi sen ihtaç, muhtaç değilsin, sen ganisin, senin hazinelerin
dolu. İhtaç benim, muhtaç benim, ben fakirliğimle sana geldim.”
Cenabı Hak “Sen bana çok kıymetli ve makbul olan bir hediye
getirdin.” diyor.
“Hasenetü’l-ebrar, seyyietü'l-mukarrebîn” buyuruyorlar.
Ebrarların sevap diye işlediklerinden mukarrebînler kaçarlar.
Ebrarlar namaz kıldı, mukarrebînler kılmadı mı? Ebrar oruç tuttu,
ibadet yaptı, hasenat yaptı, mukarrebînler bunları yapmadı mı?
Ebrarlar hasenatı yaptım, kazandım diyor. Mukkarebîn yapamadım
diyor ve kendisinde bir nedamet ve bir ah u enin var.
Allah’ın indinde de bunu ancak aşk yaptırıyor. Bu insanları amel
varlığından geçiren, kurtaran aşktır. Aşk olmazsa amel varlığından
insan kendisini kurtaramaz.
İradesi var, bu ameli yapıyor.
Niye yapıyor bu ameli?
Bir maksat bir gaye için yapıyor. Cenabı Hakk’ın emri, bu haktır.
Fakat mukarrebîn bunu yaptığı halde hakkıyla yapamadım, diyor.
Tarikatın kârı kemali mahviyettir, yokluktur.
….
Çok çektim ise iftirâk
Kalmadı gönlümde merâk
Aşkım bana oldu burâk
Aşkım Burak’ım oldu. Ayrılıktan kurtuldum, meraktan da kurtuldum
diyor.
Görün beni aşk neyledi
Ahiri derviş eyledi
Yalnız insanlarda zikir, fikir, ibadet, amel olacak. Aşkın da bir makamı
vardır.
Fakat aşkın makamı neredir?
Aşkın makamında nihayet yoktur. Aşk sevgidir.
Sevgi de nereden kopmuş gelmiş?
Allah’tan kopmuş gelmiştir.