Page 110 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 110
Aşk ve Mahviyet 105
Kelamı kibar böyle, ama ayet-i kerimeyle tasdik ediyor. İnsanlar
öldüğü zaman ateşi de çıkıyor havaya gidiyor. Bir de havası var,
teneffüsü o da çıkıp cesetten gidiyor. Cesette su ile toprak da toprağa
veriliyor. “Küllü şeyin yerciü ile aslihi.” emri fermanı tecelli ediyor
“Her şey aslına rücu ediyor.” Bu dört madde aslına rücu ediyor.
Bu can da nereden geldi?
Allah’tan geldi, Allah’a gidiyor.
Geriye ne kaldı? Öldü, toprak oldu gitti.
Ama ölüm ikidir. Cenabı Hak “Mûtû kable entemûtû.” buyuruyor.
“Ölmeden önce ölün.” diyor. İnsan ölmeden evvel ölüyorsa, diri
oluyor, varlığından kurtuluyor. Bu adamın yine cesedi var. Onun ağaç,
taş gibi bir cesedi var. Onun hareketi var ama onu sanki bir ağacı, bir
taşı almış hareket ettirir gibi hareket ettiriyorsun.
Ten ile âbım turâba nâr ile bâdım hevâ
Cânımı cânâna verdim aradan çıktı sivâ
Nokta-i sırrım semâ "Rahmân ale'l-arşistivâ"
Kabz için bir ihtiyâcım kalmadı Azrâil'e
Nokta-i sırrım sema: Sana vermiş olduğum ruh.
Bu ruh nereden geldi? Allah’tan.
“Mûtû kable entemûtû” sırrıyla o da gitti.
Kabz için Azrail’e ihtiyacım kalmadı, diyor.