Page 123 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 123

Gülden Bülbüllere                                                   118
          Allah'ın zatına mahsus olan bir isimdir.
          Diğer isimler, bütün sıfatlarına mahsustur.
          Onun için işte diğer isimleriyle, Allah'ın öbür isimleri, bin bir ismiyle
          zikir edenler, esma nurundan başlıyorlar.
          Ondan  sonra  sıfat  nuruna  geçiyorlar,  sıfat  nurundan  da  zat  nuruna
          geçiyorlar.
          Halbuki bizde burada esma nuru, sıfat nuruyla uğraşmıyorlar.
          Ya?
          Doğrudan doğruya zat, senin hedefin Allah'ın zatıdır diyorlar.
          Allah'ın zat nuruna doğru direk geçiyorlar. Bu da işte Lafza-i Celal’dir.
          Hani bütün diğer sair isimleriyle Allah'ı zikredenler, ahiri sonunda bu
          Lafza-i  Celal’e  getiriyorlar.  Allah  kelimesine  geliyorlar.  Bu  da  kalpte
          yazılı olan bir şey. Kalpte yazılıymış.
          ….
          Burada nimet çoktur ama bizim için en büyük nimet nedir?
          Bizim için en büyük nimet: Allah bize bir mürşit, tarikat nasip etmiş.
          Cenabı Hak bize meşayihi sevdirmiş, velilerini sevdirmiş. Bizim için
          en büyük nimet budur. Niçin?
                 Şeyhim benim sultan imiş
                 Haktan bize ihsan imiş
                 Can derdine derman imiş
                 Görün beni aşk n’eyledi
                 Ahiri derviş eyledi
          Dervişten mana nedir?
          Dervişten mana: Her şeyden geçmiş, kalbinden her şeyi atmış. Onun
          gönlünde Allah'tan başka bir şey yoktur.
          Ama bunu insanlar tarikatsız, mürşitsiz elde edemezler.
          İllaki onun kalbinde bir mürşit sevgisi olacak.
          İllaki kalbinde Allah, Resulullah sevgisi olacak.
          Zaten Allah sevgisi, Resulullah sevgisi, Meşayih sevgisi hiç değişmez.
   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128