Page 127 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 127
Gülden Bülbüllere 122
O da atılmış havada gidiyor, onu ateşe aletle attılar, havalandı, gitti
havadan ateşin ortasına düşecek, havan topu gibi.
Havan topları vardır, askeriyede açılma ateşi yapar. Havadan atarlar
gider yerine düşer, tabiî aletleri var, derecesi var, mesafesi var.
O zaman Cenabı Hak, yetkili meleklere: “Gidin İbrahim’i kurtarın
ateşten.” diyor.
Öyle yetkili melekler var ki Cenabı Hak yere memur, yerin müekkeli;
yerlerin, dağların amiri; suların, denizlerin amiri; rüzgarların amiri;
ateşlerin amiri melekler halk etti.
….
İşte yerlerin müekkeli bir melek vardır. O melek İbrahim
Aleyhisselam’a geliyor, diyor ki. Ya İbrahim diyor,
—Ben yerlerin memuruyum, yerlerin amiriyim, şu yüksek dağları
getirip ateşin üstüne çeviririm sen müsaade eder misin?
—Hayır, diyor. Ne ile yapıyorsun bu mahareti, marifeti; gücü nereden
alıyorsun?
Melek:
—Rabbimin vermiş olduğu güç ile kuvvet ile yapıyorum, diyor.
—Ben senden istemiyorum gücünü, kuvvetini. Ben O’ndan istiyorum.
Sen girme bizim aramıza, sen çık, O bana yeter. Senin beni
kurtarmanı istemiyorum, sen çık aramızdan, diyor.
İşte bundan sonra rüzgarların meleğini, dağların meleğini, suların
meleğini, hepsini aradan çıkarıyor, hepsini reddediyor.
Cenabı Hak o zaman ateşe emrediyor.
“Yâ nâru kûni berden ve selâmen alâ İbrahim”
Ateşe Cenabı Hak kendi kudret lisanı ile “Ey nâr, ey ateş İbrahim’i
yakma ve onu üşütme de. Yakmayacaksın, üşütmeyeceksin, onun
vücudunun rahat edeceği şekilde olacaksın.” diyor.
İşte burada kelamı kibarda,
Eğer aşık isen yâra
Sakın aldanma ağyâra