Page 289 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 289
Gülden Bülbüllere 284
Ama kabız hali olduğunda insanlarda hep sıkıntılı oluyor. Anam,
babam dese onu kötü anlıyor. İnsanları dışlıyor, insanları tenkit
ediyor. Sanki dünyada hep açlıktan ölecekmiş gibi, sanki bütün
insanlardan zarar görecekmiş gibi. Olur bunlar böyle olur, böyle gider.
Ama vücut sahibinde kabız hali olur. Basıt hali ferahlıktır. Ama
müptedide bunlar vardır.
Bunlar cihatla yolu açar. Cihat da Allah’ın emridir, büyük ameldir.
Zaten biz cihatla bunlardan kurtulacağız. Cihatla biz basıt hâlini
çoğaltacağız, kabız hâlini azaltacağız. Kabız hâli azala azala tamamen
kesilirse, o zaman senin halin oldu makam.
Makam oturan, hâl ise geçicidir.
….
Hazret-i Pîrim delîlimdir, halîlimdir benim
Dil sarâyı ravza-i beyt-i celîlimdir benim
Ana teslîm ettiğim nefs-i zelîlimdir benim
İnkıyâd ettim bıçağa uymuşam İsmâîl'e
Bu kelamlarda söylenen, nasıl ki babası Halil İbrahim Aleyhisselam
oğlu İsmail’e
—Teslim ol, seni keseceğim, demiş.
Ellerini bağlamış. Oda:
—Baba çöz ellerimi bu emri, bu işi işle. Ben sana karşı gelmiyorum.
Bağlı ellerimi çöz, demiş.
Değil mi? Bir mürit de demek ki şeyh efendisine böyle teslim olması
lazım.
Tarikatın şartlarından biri budur.
Muhabbet var, ihlâs var, adap var, bir de teslimiyet var.
Bunlar birbirini takviye eder. Başta muhabbet. Muhabbeti takviye
eden, çoğaltan ihlâstır.
Hani bir insan şeyh efendisini ne kadar büyük görürse, ne kadar
yüksek görürse, o kadar fazla sevebilir, sevgisi ona göre olur.