Page 34 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 34
Aşk ve Mahviyet 29
Gülden Bülbüllere 2-3
Kâbe inşâ-yı Halîldir sendedir beyt-i celil.
Sensin Allah'ın delili rûh-ısultan el-meded.
Diyor ki Kabe'yi İbrahim Aleyhisselam yaptı. Ora Halil'in evi. Ama
sende Celîl' in evi var. Kimde var Celîl' in evi? Hepimizde var. Ancak
yapılırsa, yapılmazsa Allah'ın evi değildir. Allah'ın evi olması, her şey
ortaklıktan çıkacak. Evliyaullah her şeyden geçmiş. Dünyadan geçmiş.
Dünyadan geçmiş bir velinin tekkesi var. Hânesi var. O hâne de
yiyenler, içenler, ibadet yapanlar var. Evliyaullah' ın dünyalığı var.
Maddiyatı var. Ama maddiyatını Allah yolunda harcıyor. Öyle ise ne
yapmış? Gönlünden dünya sevgisini çıkartmış. Daha sonra âhiret
sevgisini çıkartmış. Daha sonra cesedinin, cisminin sevgisini çıkartmış.
Bizim için cismimiz o kadar kıymetli ki... Bir parmağımızı vermeyiz
meselâ. Bir kolumuzu vermeyiz. Ankara'yı bize verseler bir gözümüzü
vermeyiz. Kelâm-ı kibarda:
Kıyamazsan başa cana
Irak dur girme meydâna
Bu meydanda nice başlar
Kesilir hiç soran olmaz.
Dünyayı insanlar ne için terk eder? Ahiret için. Dünyayı terk edelim ki
ahireti kazanalım. Ameli ne için yapıyoruz? Ahiret için. Bunu her
inanan yapabilir. Her Müslüman yapabilir. Ama ahiretten geçmek
kolay değil. Bunu idrak etmek kolay değil. Ahirette cennet var. Cennet
sevgisi de bir arzudur. Bunu da atıyor. Bir de cesedini, cismini çok
seviyor. Onu da atıyor. Sanki eskimiş eşya gibi cesedi de atıyor.
Canlarından da geçmişler. Canı da canâna terk etmişler. Dünya settir.
Dünyayı geçince ahireti kazandı. Âhiretten de geçti. Bunlar Allah'ın
Zatı'na perdedir. Onu geçiyor. Geçtiğinden de geçecek.
1- Terk-i dünyâ
2- Terk-i ukbâ
3- Terk-i can
4- Terk-i terk