Page 30 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 30
Aşk ve Mahviyet 25
işte o gider. Sizler de bu muhabbetinizle beraber ticaretinizi, işinizi
yaparsanız, hem dünyanıza hem ahiretinize bu muhabbetinizle
çalışırsanız terakki edersiniz. Çocuklarınıza, işinize, ibadetinize
bakacaksınız.
Yusuf Hemedanî Hazretlerinin beş tane halifesinden Hasan Efendi
varmış, onu bir aşk sarmış. İbadetini yapıyor. Ama çalışmıyor.
Dünyaya çalışmıyor. Şeyh Efendisi bunu sıkıştırmış.
—Çalışacaksın. Çocukların sana emanettir. Çalışmak Allah'ın emridir.
Bunları ihtiyaçlı bırakma demiş. O da demiş ki:
— Çalışmaya gücüm yok, demiş.
—Çalışacaksın, demiş. Fakat Cenabı Hak Yusuf Hemedanî'ye bizzat
buyurmuş.
—Ya Yusuf! Sana biz akıl gözünün görmekliğini verdik. Hasan'a hem
akıl gözünün hem gönül gözünün görmekliğini verdik. Onu dünyada
sıkıştırma.
Ama binlerce müridin içerisinde bir tanesine. Asırlar boyunca bütün
tarîkatlar içerisinde bir tek o. Başka görülmemiş. Bizimde başımıza
geldi. Bir ara ben de çalışmak istemiyordum. İnanın ki bir tek
oğlumuz var. Beş yaşında. Başka diğerleri yoktu. Herkes onu
seviyordu. O bile gönlümden çıktı. Ne iş, ne ev, hiçbir şey.
Kayınpederim Şeyh Efendime şikâyet etmiş. Bize ne yaptı biliyor
musunuz? Bize öyle şiddetli bir emir verdi ki:
—Sen çalışmıyormuşsun.
Hakikaten bir sene boş durdum. Çalışmadım. Hazır da bitiyor. Her ne
kadar köy hayatı yaşıyoruz. Ektiğimizi biçiyoruz. Ama bir senenin
artığı bir seneye yeter. Sonraki sene ne olacak? Bu arada Şeyh
Efendimizin tekkesine gidiyoruz geliyoruz. Bir daha gidiyoruz. Neyse
gittim elini öptüm.
— Otur, dedi, oturdum. Dedi:
—Sen çalışmıyormuşsun. Niçin çalışmıyorsun? Senin deden Mürşidi
Sakaleyn (inlerin, cinlerin de mürşidi) idi.
Şimdi veliler Mürşidi Sakaleyn olamıyorlar. Her asırda bir tane
olurmuş. Cinlerden de müritleri varmış. Onlara özel sohbeti varmış.
24 saatin bir saatini onlara ayırmış. Onları içeri alınca, hanımı Aliye'yi