Page 68 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 68
Aşk ve Mahviyet 63
Gülden Bülbüllere 3-3
Ne buyurmuş Kelam-ı Kibar'da:
Aşkın odu yüreğimde
Neler eyler neler eyler
Bugün ben bir dertli gördüm
Bu derdimden haber söyler
Gelin ey dertliler gelin
Bu derdimden siz de alın
Dertli bilir dertli halin
Ya dertsizler burda neyler
Yani aşka duçar olan kimse bilir âşığın halini. Aşkı olmayan bir kimse
onun yüzüne güler. “Bu deli olmuş” der. Aşk insanlarda en büyük bir
nimettir. En büyük nimete ulaştırır insanları aşk. Çünkü aşkı olmayan
bir insan Allah'ı bulamaz. “Allah'ı seviyorum” der.“ Allah'ı
buluyorum” der. “Allah'ı biliyorum” der. Ne sevgisi yeterli, ne
bulması yeterli, ne de bilmesi yeterli. Ancak Aşk insanları Allah'a
hakke’l-yakîn bildirir. Aşk insanlara Allah'ı hakke’l-yakîn buldurur.
Aşk insanlara Allah'ı hakke’l-yakîn sevdirir.
Peygamber Efendimize Cebrail vahiy getiriyordu. O vahiy O'na kâfi
değil miydi? Okuyabilirdi ayetleri, onlarla amel işleyebilirdi. Kur’an-ı
Kerîm'in anlaşılmayan bir tarafı var. Zahiri var, batını var. Zahirini
bütün halka anlattı, bildirdi. Bâtınını kendisi yaşadı. Neydi:
İlim ile Allah bilinir.
Amel ile Allah bulunur
Aşk ile Allah görülür.
Ne yaptı? Kırk gün Nûr Dağı’nda kendisini hapsetti. Taşın içerisinde
ayakta durursa başı taşa değer. Başını eğecek ki durabilsin. Kırk gün
Allah'ı zikretti. Vermiş Allah'a kendisini. “Gözüme canlı bir şey
görünmesin, kulağıma hiç bir şey gelmesin.” diye gitti. Bir böceğin
çabalaması bile gözüme görünmesin. Bir sineğin çabalaması bile