Page 65 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 65
Gülden Bülbüllere 60
Gülden Bülbüllere 3-2
Nakşibendi Efendimizin çok halifeleri vardı. Birisi de Muhammed
Parisa Hazretleri idi.
Parisa: Genç demek, civan demek.
Bir gün Nakşibendi Efendimiz evinde otururken Muhammed Parisa
on sekiz yaşında kapıya gelmiş. Kapıyı çalmış. Hizmetçilerine demiş
ki:
—Çık bakayım kapıda kim var? Görevli gelmiş demiş ki:
—Bir Parisa yani bir genç var.
—Sen Parisa imişsin demiş.
Bu Parisa ismi oradan kalmış. Onu çok seviyormuş. Bu yol yokluk
yolu. Nakşibendi Efendimiz Reis-i Evliyadır. Ne kadar evliya varsa
hepsinin başıdır. Böyle iken Muhammed Parisa'nın ayaklarının altına
yüzünü iki defa koymuş.
Birisinde çamur karıyorlarmış, yaz mevsimi.
—Evleri yıkın, demiş.
Yıkmışlar. Yazlığa göre ev yapıyorlarmış. Sonbahar gelince de kışlığa
göre yapıyorlarmış.
Bir gün ihvanlar demişler ki:
—Efendim yazın yazlıkta oturalım kışın kışlıkta oturalım. Evleri yıkıp
yapmayalım, demişler.
—Size hizmet olsun diye yaptırıyorum, demiş.
Hizmet de üç çeşittir.
1- Bedeni hizmet.
2- Mal ile hizmet.
3- Hem mal, hem beden ile hizmet. Bedenen hizmet daha makbul
oluyor.
—Hizmet göresiniz. Himmet alasınız yoksa benim sizin çalışmanıza
ihtiyacım yok, demiş.
Orada bir küfe varmış. Ona taşları doldurmuş. Taşımış ve demiş ki: