Page 88 - Gülden Bülbüllere Aşk ve Muhabbet - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 88
Aşk ve Mahviyet 83
Gülden Bülbüllere 3-8
Cenab-ı Hak: “Kulum beni sev. Sevdiklerimi sev, kullarıma sevdir.”
buyuruyor.
Sevdiklerini seversen, seni kullarına sevdirir.
Derviş: Hak için her şeyden geçmiş. Derviş'in anlamını açıklayalım:
Azizan Hazretlerine ağır meseleler sormuşlar. Birisi de şu:
—Sen müridlere cehri zikir yaptırıyorsun. Buradaki delilin nedir?
—Delilimiz şudur ki: Ahir nefeste kelime-i şehadeti cehri okumamız.
Cenabı Hakk’ın emri.
“Lâ ilâhe illallah” söylenecek.
“Muhammedün Resûlullah” yok.
Eşhedü en lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resulullah denilmeyecek.
Çünkü:
Peygamber Efendimiz bir vasıtadır. Biz Peygamber Efendimizi
göremedik. Mürşit de bir vasıtadır. Mürşit Resûlullah'a vasıtadır.
Resûlullah Allah'a vasıtadır. Can cesetten çıktığı zaman Allah'a vasıta
kalmıyor. Onun için son nefeste.
“Lâ ilahe illallah” var.
“Muhammedün Resûlullah” yok.
İşte Azizan Hazretleri “Lâ ilahe illallah” zikri yaptırırmış.
Sormuşlar ki:
—Buradaki deliliniz nedir?
O da buyurmuş ki:
—Bizim dervişler ölüme hakke’l-yakîn inanmışlar. Her nefeslerine
son nefes olarak inanmışlar. Onun için bu zikri yapıyorlar.
Her şeye hakke’l-yakîn inanmak lâzım. Allah'ı da hakke’l-yakîn bilirler
insanlar. Ama göremiyorlar.
Allah'ı bilmek ibadetle olur, hizmetle olur. Fakat Allah'ı görmek aşk ile
olur. Allah aşkına duçar olmayan Allah'ı göremez. Allah aşkı olunca bütün
perdeleri yakar atar. Bu perdeler insanın kalbindedir.