Page 105 - Salih Baba Divanı
P. 105

85

      1- Dil: Gönül.            Yeter ey dil beni sen kûh ü sahrâları gezdirdin   1-2
      2- Kûh ü sahrâ: Dağ ve ovalar.   Belâ çevgânına karşı verip belimi ezdirdin   3
      3-  Çevgân:  Baston,  çevgen.   Ki bir nîm-i nigâh ile zühd ü takvâyı bozdurdun   4
        Allah'ın ezelî takdiri.   Çekip firkat hicâbını elimi yârdan üzdürdün   5-6
      4- Nim-i nigâh: Yarım, kaça-   Nihâyet bir kuru nâmım mezâr taşına kazdırdın
        mak bakış.
      5- Firkat: Ayrılık.       Enîsim olmadın bir lahza her dem seng-i hâr oldun
      6- Hicâb: Örtü.                                                          7-8-9
      7- Enis: Dost, Yâr.       Bana kılıp adâvetler varıp ağyâra yâr oldun   10-11
      8- Lahza: An.             Vücûdum şehrini verdin harâba zehr-i mâr oldun   12
      9- Seng-i hâr: Çok sert taş.   Düşürdün nâr-ı hicrâna belâ bahrinde yüzdürdün   13-14
      10- Adâvet: Düşmanlık.    Nihâyet bir kuru nâmım mezâr taşına kazdırdın
      11- Ağyâr: Yabancı, el.
      12- Zehr-i mâr: Yılan zehiri.   Benim bu çekdiğim mihnet hayâl-i infisâlindir   15
      13- Nâr-ı hicrân: Ayrılık ateşi.   Ulüv-vi himmet-i devlet visâl-i ittisâlindir   16-17
      14- Belâ bahri: Belâ denizi.   Kamu eşyadaki hikmet senin kudret kemâlindir
      15- Hayâl-i infisâl: Ayrılma ha-   Ki bir nîm-i nigâh ile zühd ü takvâyı bozdurdun
        yali.                   Nihâyet bir kuru nâmım mezâr taşına kazdırdın
      16- Ulüv-vi himmet: Yüce him-
        met.
      17- Visâl-i ittisâl: Kavuşma bu-   Kiminden korkuben kaçtın kiminden pehlivân oldun
        luşması.                Kiminden köhne pîr olup kiminden nevcivân oldun   18-19
      18- Köhne pîr: İhtiyâr.   Gelip vahdet diyârından aceb şâh-ı cihân oldun
      19- Nevcivân: Delikanlı.   Çekip firkat hicâbını elimi yârdan üzdürdün
      20- İzhâr: Gösterme, görünme.   Nihâyet bir kuru nâmım mezâr taşına kazdırdın
      21- Âfitâb: Güzellik, güneş gibi.
      22- Cevherler hazinesinin inci-   Muhammed Pîr-i Sâmî'den kemâlin eyledin izhâr   20
        lerini O'nun kalbine dizdin.   Saâdet âfitâbından cemâlin eyledin izhâr   21
      23- Payımâl: Ayak altı, değersiz.   Hakîkat ilminin her bir meâlin eyledin izhâr
      24- Elif kadd: Uzun ve ince boy.   Cevâhir kenzinin dürrün anın kalbine düzdürdün   22
      25- Dal etmek: Bükmek.
                                Nihâyet bir kuru nâmım mezâr taşına kazdırdın
                                Ne kahrından halâs oldum ne bir arz-ı cemâl ettin
                                Düşürdün nâr-ı hicrâna bu ömrüm payımâl ettin    23
                                Sonunda Salih'in bükdün elif kaddini dal ettin   24-25
                                Ezel levhinde kaydım defter-i hicrâna yazdırdın
                                Nihâyet bir kuru nâmım mezâr taşına kazdırdın





                                                        100
   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110