Page 11 - Gönlümüz Beraber Ruhumuz Beraber
P. 11

Ruhumuz Beraber                                           5

          yordum. Efendim gözümün içine bakarak “Gusül abdesti almazsa-
          nız ders almış olmazsınız.” deyince bunu kendim için bir ruhsat say-
          dım ve sonra maalesef gusül abdestini almadım.
                 Efendim’i çok sevmiştim. Hâlimi tam olarak ifade etmek
          gerekirse, bu duygular içinde “imamın kayığına bindik” ve haya-
          tımda  yeni  bir  macera  başlamış  oldu.  Efendim’e  gönülden  bağlı
          olan, fakat ders yapmayan birisiydim. Tabii bu tarihten itibaren ba-
          şıma gelmeyen kalmadı.

                 Bu arada Efendim’i rüyamda gördüm, ‘sakalsızdı ve bana
          bir kitap gösteriyordu’. Yurtta sürekli kavgalarım oluyordu, çünkü
          namaz kılanları yurtta sıkıştırıyorlar, ben de onları korumaya çalışı-
          yordum.
                 Efendim yıllar sonra, 1994 yılında İncek’te sohbet ederken
          o yaşadığım zamanları şöyle anlattı ve ben şoke oldum:
              ˗  Mehmet Ali Bey’i yurtta sıkıştırıyorlardı. Biz de arkasına
                 Mahmut isimli iri yarı, babayiğit birisini taktık. Rahmetli
                 Erbakan Hoca’nın avukatı olan eski bir komutanın oğluydu.
                 Mehmet Ali Bey’i sıkıştıranları gizlice tehdit edip “onu ra-
                 hat bırakacaksınız” diyormuş. Biz onu öyle oralarda koru-
                 yorduk.
                 Ben de o zamanlar bazı olaylara şaşırıyor, nedenlerini anla-
          yamıyordum. Okulun ikinci yılına başladığımda odada kimse kal-
          madı. Herkes çil yavrusu gibi başka odalara gitti ve oda sorumlusu
          ben olmuştum. Sonra namaz kılanları bu odaya almaya başladım.
                 1985 yılıydı, “Efendim geldi” dediler. Aytekin Ağabeylerin
          Nalçacı’daki evini teşrif etmiş. Ben de “Baba, bana ‘ders al’ diye
          ısrar etmeyin. Efendi’yi sevdim, gidip kendisini göreyim.” dedim. O
          zaman beni Ankara’dan Ereğlili Cumhur Ağabey ile tanıştırdılar.
          Efendim’in sohbetini dinledik. Efendim abdest almaya gittiğinde ih-
          vanlar bana “abdest al, ders al” diye öyle ısrar ettiler ki, Efendim
          “Ne oldu? Yukarıdan abdest alma sesi mi geliyor?” deyince sustular.
                 Üniversite 2. Sınıfta iken önemli bir dersin finalinde şu şa-
          şırtıcı hadiseyi yaşadım: Asistan sınav kâğıtlarını dağıttı. Açtım ve
          sorulara baktım. Değil soruları çözmek, soru kâğıdında ne yazdığını
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16