Page 11 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 11

6                                           Gülden Bülbüllere

          ne için vermiştir? Bu insana cüz’î iradeyi vermiş ki, aklı vermiş ki,
          insan kendisi için zararlı veya yararlı olan bir şeyi bilsin.
            Bak  şimdi,  bu  dolmuş  çay,  burada sıcak  olduğunu  biliyorsun.
          Soğusun ki içeyim, diyorsun. Tabii, bekleyeceksin ki soğusun ve
          içesin. Çünkü bu sıcak çayı içersen ağzın yanacaktır. İşte bu aklı
          vermiş  ki  bu  çayın  sıcak  olduğunu  bileceksin,  bunu  içip  ağzını
          yakmayacaksın.  Sen  burada  bunun  sıcaklığını  düşünüp  de  ağzım
          yanmasın diye içmiyorsun. Hatta elin de dayanmıyor, alamıyorsun.
          Fakat bu çay döküldü, ayağını yaktı. İşte kader o, küllî irade o.
            Sen cüz’î iradenle bu çayı, ağzım yanar diye, eline dahi alamı-
          yorsun, ağzının yanacağını biliyorsun. Yani Cenâb-ı Hakk insanla-
          ra irade vermiş, akıl vermiş.

            Cenâb-ı Hakk, akıl vermiş ki bu insan kendisi için zararlı veya
          yararlı olan bir şeyi bilsin. İrade de vermiş ki, zararlı olan bir şey-
          den  kaçınsın,  korunsun;  yararlı  olan  bir  şeyi  elde  etsin.  İrade-yi
          cüz’iye budur, cüz’i akıl budur.

            Ama irade-yi kül, akl-ı kül; Cenâb-ı Hakk’ın azameti, onun bil-
          gisi, onun dilemesi, onun murat etmesidir.
            Cenâb-ı Hakk’ta da sıfat-ı subutiye var, insanlarda da sıfat-ı su-
          butiye  var:  İlim,  hayat,  semi,  basar, irade,  kudret,  kelâm,  tekvin.
          Bunlar nedir? Cenâb-ı Hakk’ın sıfatlarıdır. İnsanlara da bu sıfatlar-
          dan vermiş. Fakat insanlardaki bu sıfatlar cüz’idir, Cenâb-ı Hakk’ta
          olan küllîdir.
            Küllî ile cüz’iyi nasıl anlayacağız? Küllî; kâinatı aydınlatan bir
          güneş var ve bütün zerreden kübraya kadar güneşten iktidar alıyor-
          lar.    Fakat  şimdi  bu  güneş  gündüz  vakti  bir  pencereden  içeriye
          vurduğu zaman bir hat var, güneşin hattı pencereye geliyor. Vur-
          muş olduğu yer nereye düşüyor? O hattın içerisinde bir de zerreler
          var,  böyle  çabalıyorlar  değil  mi?  İşte  o  zerre  cüz’î  iradedir.  Bu
          kâinatı aydınlatan güneş de küllî iradedir.
            Bir de küllî iradenin okyanus olduğunu kabul et. Okyanusta çö-
          pü batırırsan, çöpe bulaşan su neyse cüz’idir. İşte o okyanus küllî
          irade, o çöpe bulaşan damla da cüz’î iradedir. O okyanus akl-ı kül,
          o çöpe bulaşan damla da akl-ı cüzdür. Onun için:
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16