Page 16 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 16

Tasavvuf Sohbetleri 5                                    11

            Çünkü  Cenâb-ı  Hakk,  insana  irade  vermişse  cüz’ini  vermiş.
          Akıl vermişse cüz’ini vermiş. İşte aklı vermiş ki biz kârımızı, zara-
          rımızı bilelim. İrade vermiş ki zararımızdan korunalım, kârımızı da
          işleyelim,  yapalım.  Kârımıza  yürüyelim,  zararımızdan  kaçalım.
          İrade budur.
            Ama maalesef şimdi bizde öyle bir gaflet var ki zahirdeki kârı-
          mızı, zararımızı düşünürsek daima kâr etmekteyiz, kârın peşinde-
          yiz.  Zaten  zararı  bilemiyoruz  ki  kaçalım.  İnsan  zararı  bile  bile
          yapmaz. Ama bilemediği zarar da geliyor.
            İşte o bile bile kâr işler; zarardan kaçması da kendi iradesidir,
          cüz’i aklıdır. Ama ne kadar kaçarsa kaçsın, eğer Cenâb-ı Hakk’tan
          ona  bir  zarar  gelirse  küllî  iradeden  geliyor,  bundan  kurtulamaz,
          kader de budur.
            Yani kulun bir isteği var, dileği var; bir de Allah’ın isteği var,
          muradı var. Ama kulun muradı bütün inslerin, cinlerin, meleklerin
          hepsinin  ne  kadar muradı birleşse  Allah’ın  muradının  üzerine  te-
          kaddüm edilmez. Allah’ın muradını değişemez, dileğini değiştire-
          mez.

            Ama biz kaderi bilemiyoruz, bizim irademiz var. Bizim için bir
          hayır var, şer var; günah var, sevap var; haram var, helal var. Bun-
          lar  yararlı  olan,  zararlı  olan  şeyler.  Bunları  bilmek  için  Cenâb-ı
          Hakk bize irademizi vermiş.
            Ne mesela? Şerleri bildirmiş. Şerler bizim için zararlıdır. Biz iş-
          lemeyeceğiz,  irademizde  bu  şerleri  aramayacağız.  Ama  şerden
          cüz’î irademizi hayra irat edeceğiz. Aklımızla hayrı, şerri biliyoruz.
          Şerden kaçınıp, hayra yürüyeceğiz.
            Ama  hayra  yürüdüğümüz  zamanda  da  şer  karşımıza  çıkacak.
          Onda da eğer akıllıysak orada da bir kârımız var. O şerden de ka-
          çarsak kâr etmiş oluyoruz. Zarardan yine kaçınmış oluyoruz.

            Şerden kaçınıyoruz, hayra yürüyoruz. Hayra yürüdüğümüz za-
          man şer çıkıyor karşımıza. O şerden de kaçınıyorsak o zaman za-
          rardan kendimizi korumuş oluyoruz.
            O şerden kaçınırsak ne gibi bir ma’nevî kârımız olur? Aslında
          günah, sevap bildirilmiştir. İrademizde biz günahtan kaçıp, sevabı
   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21