Page 15 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 15
10 Gülden Bülbüllere
Burada işte Cenâb-ı Hakk insanları halk etmiş, ne vermişse
cüz’isini vermiş. İnsanlara ne vermiş?
Akıl vermiş cüz’i; kuvvet vermiş cüz’i. Ama dikkat edin, mer-
hamet vermiş cüz’i; adalet vermiş cüz’i; şefkat vermiş cüz’i, işitme
vermiş cüz’i, konuşma vermiş efendim ne vermişse insanlara bun-
lar hep cüz’idir.
Bir de irade şudur: Bakın irade hareket anlamına geliyor. İrade
zaten harekettir. Bir istek bir de harekettir.
Şimdi bu kara topraklardan kaynayan kaynak suları var ya bun-
larda da bir hareket var. Bunlardaki hareket nedir?
Bunlardaki hareket, deryadan gelmiş deryaya gitmek ister. On-
lardaki akıntı ile deryayı bulmak isterler. Aslı sudur, suya gitmek
ister. Suyun ise aslı nedir? Derya. Deryadan gelmiştir, deryaya
gitmek ister.
Fakat her su deryaya gidemiyor. Bir su nehri bulursa, deryayı
bulur. Nehri bulamazsa deryayı bulamaz. Kara topraklarında yok
olur gider. Su nehri bulacak. Çünkü nehri kara topraklar eylemez.
Nehrin meskeni deryadır, ancak derya onu tutar. Hiçbir kara toprak
nehri tutamaz. Tutabiliyor mu? Bu kadar nehirler var. Düşünün,
bakın bunlar hiç deryayı bulmadan bir yerde kalıyor mu, eyleniyor
mu?
Ancak bu nehirlere karışan sular deryaya gidebiliyor, karışma-
yanlar deryaya gidemiyor.
Burada da insanların cüz’î iradesini, küllî iradeye ulaştırmak
için, bir Evliyaullah’a ihtiyaç vardır. Evliyaullah burada deryaya
giden bir nehir gibidir.
Derya ise Allah’ın azametidir.
Evliyaullah nehirdir.
Mürit de cüz’î irade de işte kara topraklardan çıkan o sular gibi-
dir. Nehri bulacak! Nehri bulamazsa deryaya gidemez.
Evliyaullah’ta küllî irade var. Ama insanlar kendi mecazî var-
lıklarından kurtarmazsa küllî iradeye dâhil olamıyorlar.