Page 144 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 144
Tasavvuf Sohbetleri 5 139
Yani bir insan karanlıktayken, karanlıktan sıkılır. Aydınlığa çıkın-
ca daha sıkılır mı? Sıkılmaz. Karanlığın sıkıntısı karanlıkta kalır.
Tabii bu da şudur ki: “Dünya müminin zindanı, kâfirlerin cen-
9
neti. ” Dünya ne ile mümine zindan olacak? İşte dünyada görmüş
olduğu mihnetten, meşakkatlerden, hastalığından, fakirliğinden,
illetinden, gilletinden dolayı zindan olacaktır.
10
Zaten “eşeddül belâ ” fermanı vardır. Burada bizim de payımız
vardır. Bundan kaçamayız, kaçsak da kurtulamayız. Öyleyse kaç-
mayalım ki kârımız, menfaatimiz olsun. İmtihanı vermiş, imtihanı
kazanmış olalım.
Cenâb-ı Hakk, “eşeddül belâ” fermanında belanın şiddetlisini
Peygamberler’e yüklüyor. Onlarınkinden hafifini velilere veriyor.
Daha hafifini de dininde kaim olanlara Müslümanlar’a, inanıp
inancını yaşayanlara veriyor. Onda bizim bir hissemiz vardır, kaç-
mayalım.
İptila-yı Hakk, yani Allah’tan gelen belanın üç yönü vardır.
Birisi hastalıkla geliyor. Kaç türlü hastalık var. Vücudun içinde
dışında olan arızalar. Hastalık; ağrısı, sızısı, yarası, beresi, dertleri,
bu illettir.
Bir de gıllet var ki maişet darlığı, fakirliktir. Bunlar zaten dünya
azabıdır.
Bir de var ki zillet, huzursuz olmasıdır. Belanın bu üç yönü var-
dır.
İşte bizim de bunlardan hissemiz var, bunlarla bizi imtihan edi-
yor.
Bir de tarikat yönünden de hissemiz vardır. Onu da geriye koy-
mayalım, onu da anlayalım. Hadis’te mevcut ki bizim de hissemiz
var.
“Eşeddü’l belâ alel enbiya, sümme’l evliya, sümme’l emselü fe’l
emselü” “Biz belanın şiddetlisini Peygamberler’e verdik, onların-
9 Müslim, 2959, İbni Mace, 4113.
10 Hikmet Goncaları Trc. (500 Hadis Şerif) 21.