Page 148 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 148
Tasavvuf Sohbetleri 5 143
Dünya ahiretin mezvelesi, tarlasıdır; dünyada ahireti ekeceğiz.
Bir insanın tarlası olduğu zaman ekerse biçer, ekmezse neyi biçe-
cek? Onun için dünya ahiretin tarlasıdır. Dünyada ekeceğimiz to-
hum ameldir. Orada biçeceğimiz de amelimizin karşılığıdır.
Cenâb-ı Hakk bize cennetini ikram edecek.
Dünyaya geldim gitmeye
İlm ile hilm’e yetmeye
Aşk ile can seyretmeye
Ben in û anı neylerem
Her inanan bunun idrakine varıyor. Doğuşumuz, dünyaya geli-
şimiz, ölüşümüz dünyadan gidişimiz. Ama niye gelmişiz? İlim,
hilm sahibi olmak için bu dünyaya gelmişiz.
İlimden mana bizi halk edeni bileceğiz, Hâlikımız’ı bileceğiz.
Ne için bizi halk etmiş, onu bileceğiz. Rızkımızı vereni bileceğiz,
sıhhatimizi vereni bileceğiz. Ona kulluk görevimiz neden ibarettir,
onu bileceğiz.
Onu da işte Cenâb-ı Hakk, Kitap’ında bildirmiş, Peygamber
göndermiş. Kulluğumuzu nasıl yapacağız bildirmiş. Biz görevimizi
bilelim, kulluğumuzu da yaparsak o zaman güzelleşiriz.
Kulluk nedir? İbadettir, işte itaattir.
Allah’ın emirlerini tutmak, yasaklarından kaçmaktır. Onu da
Cenâb-ı Hakk bizim için emirleri neler, yasakları neler bildirmiş.
Bunları yaparsak kulluğumuzu yaparız. Kulluğumuzu yapmış olur-
sak eğer hilm sahibi oluruz. Yani demek ki:
Dünyaya geldim gitmeye
İlm ile hilm’e yetmeye
Burada ilimden mana Rabbimiz’i bilmektir. Kul Rabbısı’nı bi-
lecek, Allah onun için halk etmiştir. O da Cenâb-ı Hakk’ın ta ilm-i
ezelîde ruhlara olan bir iltifatıdır. Kâfirlerin ruhları belâ dememiş-
ler, Müslümanların ruhları belâ demişler. Bu ayrım oradadır.
Fakat bu ayrım sade orada belâ demekle kâfi gelseydi ibadet
emredilmezdi, Kur’an gelmezdi, Peygamber gelmezdi.

