Page 152 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 152
Tasavvuf Sohbetleri 5 147
Bu güzellik tabii ki yüz güzelliği değildir. Yüz güzelliğini bo-
yayla, cilayla, elbiseyle, ne kadar süslerse süslesin onun boyası,
cilası, elbisesi gittikten sonra güzelliği kalır mı? Kalmaz.
Onun için burada güzellik;
İnsanların ruhî güzelliğidir,
İnsanların kalbî güzelliğidir,
İnsanlardaki ahlâk güzelliğidir.
Peygamber Efendimiz öyle bildiriyor ki: “Benim ümmetimin en
hayırlısı eliyle, diliyle kimseyi incitmeyen; benim ümmetimin en
6
şerlisi de eliyle, diliyle insanları kıran, incitendir. ”
Tabii bu da ahlâktan doğuyor. Ahlâkı güzel olan bir kimse hiç
kimseyi incitir mi? Hiç kimseyi kırar mı? Kırmaz.
Ahlâkı çirkin olan kimse -affedersiniz- at gibi teper, it gibi ka-
par, insanları kırar.
Bu da çirkinlik nereden geliyor? Nefsin sıfatlarından geliyor bu
kapmak, tepmek.
Bu güzellik hürmet, tahsinât insanlara nereden geliyor? Ruhun
sıfatlarından geliyor.
Öyleyse ruha kıymet vermek, ruhu beslemek lazımdır.
Ruha neyle kıymet vereceğiz, ruhu neyle besleyeceğiz, ruhu
neyle kurtaracağız?
İbadetle, itaatledir. Çünkü ibadet, itaat ruhun hem elbisesidir
hem de gıdasıdır.
Ama nefsin elbisesi işte çaputtur. Nefsin gıdası da yeme, içme,
bunlardır. Bunlar insan sağ iken vardır. Ölüler şimdi bir şey yiyor-
lar mı, ölüler bir şey giyiyorlar mı? Yok.
Ama ruha kıymet verenin yemesi var, giymesi var. Bu dünyada
amel işlemişler, ibadet etmişlerdir. Onların gıdası da elbisesi de
işlemiş olduğu amelleri, itaatlarıdır.
6 Hikmet Goncaları Trc. (500 Hadis Şerif ) 384.