Page 150 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 150
Tasavvuf Sohbetleri 5 145
Yalnız dünyada açlık ve çıplaklık bir ihtiyaçtır.
Ama şimdi insanlar açlığı ve çıplaklığı düşünmüyorlar ki hep
zevki, sefayı düşünüyorlar.
Zevk de işte bizim ahiretimize mani oluyor, ahiretimizi kazan-
dırmıyor. Niçin? Salih Baba buyurmuş ya:
Fenadan çek elin iste bekâyı
Bir el dönderemez iki dolabı
Ki Celal Baba da öyle buyurmuş:
Haşre dek bu çarkı çevir dediler
Sormadım ki buna kol dayanır mı?
İşte burada bir elden mana, bir gönüldür.
Bir el, nasıl iki dolabı çeviremez? İki tane dolap var, bir el biri-
ni çevirirse biri kalır, birini çevirirse biri kalır. Ki gönül de burada
aynıdır.
Zaten Cenâb-ı Hakk’ın emri de öyle: “Biz insanlarda bir tane
5
kalp halk ettik iki tane halk etmedik. ” ki birini dünya ile birini
ahiret ile meşgul etsinler. Eğer insan kalbini dünya ile meşgul edi-
yor ise ahiret orada olmaz, ahiretle meşgul ediyorsa da dünya orada
olmaz. Bu meşguliyet aslında sevgidir.
Yoksa dünyada yiyoruz, içiyoruz, çalışıyoruz, kazanıyoruz, alı-
yoruz, veriyoruz bunlar olacak, ama Allah’ın emri hududunda ola-
caktır. Yani Cenâb-ı Hakk bir sınır çizmiş, o sınırı taşırmayacağız.
O sınır nedir? Dünyadaki çalışmamız Allah’ın emri hududunda
olacak. O zaman bir defa lokmamız helal olur. O helal lokma ile
ibadetimiz kabul olur. Lokmamız helal olmazsa ibadetimiz de ka-
bul olmaz.
Dünyayı demek ki ancak biz ne için düşüneceğiz? Ahireti ka-
zanmak için sıhhatimiz olsun diye düşüneceğiz. Açlık, çıplaklık bir
ihtiyaçtır. İnsan aç kalsa ancak bir gün, iki gün, üç gün kalır sonra
yerinden kalkamaz. İnsan aç kalırsa ameli de ahireti de kazanamaz.
5 Ahzap, 33/4.