Page 248 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 248

Tasavvuf Sohbetleri 5                                   243

            Bir Mürşidi tanımak, bir Mürşide gönül vermektir. Bir Mürşidi
          sevmek, bir Mürşidi saymaktır. Onun duasını almaktır. Tarikat bu
          demektir. Niçin bakın:
                 Eğer himmet erişmezse sana bir şeyh-i kâmilden
                 Adüvler yıktılar seddi ne yatarsın gafîl insân
            Demek ki şeyh-i kâmili tanımayan, gafil sayılıyor.

            Gafilin bir anlamı da uykuda demektir. Gelenden gidenden, yı-
          kılmış dökülmüş, zarar etmiş kâr etmiş hiçbir şeyden haberi yoktur.
            Nasıl bir insan uyuduğu zaman kârlarından da zararlarından da
          haberi olmaz. Zaten uyuyan insan kâr edemez.
            Kâr  bir  hareketle,  tetemmeyle,  çabalamayla  olur.  Neyse  bir
          mesnet üzerine bir çalışması, çabalaması olacak ki kazansın.
            Uyuyan adam çalışamaz, çabalayamaz, hareketi olmaz bir kârı
          da  olmaz.  Ayık  zamanlarında  yapmış  olduğu  kâr  da  uykudayken
          gidebilir. Zararını bilir mi? Bilemez.
                 Eğer himmet erişmezse sana bir şeyh-i kâmilden
            Şeyh ne demektir? Kâmil ne demektir?
            Şeyh; bilen, ışık manasındadır.
            Bilgili insanlar ışıklı, aydın olur. Bilgisi olmayanlar da karan-
          lıkta, cahil olur.
                 Eğer himmet erişmezse sana bir şeyh-i kâmilden
            Kâmil ne demektir?
            Bildiğiyle amel ederse kemal sahibi oluyor.

            İnsan biliyor ama bildiğini tatbik etmiyor. Kemal sahibi değil-
          dir.  O  zaman  bilecek,  bildiğini  de  tatbik  edecek  ki  kemal  sahibi
          olsun.
                 Eğer himmet erişmezse sana bir şeyh-i kâmilden
                 Adüvler yıktılar seddi ne yatarsın gafîl insân
            Ey  insan,  sen  bir  Evliyaullah’ın,  şeyh-i  kâmilin  himmetine
          muhtaçsın. Eğer onun himmeti sana ulaşmazsa, senin adüvler sed-
          dini evini yıkarlar, öldürürler, asarlar, keserler.
   243   244   245   246   247   248   249   250   251   252   253