Page 251 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 251
246 Gülden Bülbüllere
Ama nâr sadece ateşte yanmak mıdır? Seni firaktan, ayrılık ate-
şinden kurtarandır.
İnsan çok sevdiğinden, canından fazla sevdiğinden ayrılırsa
onun ateşten daha şiddetli bir azabı vardır.
(…)
Mecnun'un Leyla ile bir hadisesi var, olmuştur. Kelâm-ı
kibârlarda bu çok geçer. Mecnun bir Leyla'ya âşık olmuş. Ama
nasıl âşık olmuş ona ki bütün yemesi de onun sevgisi olmuş, içmesi
de onun sevgisi, uykusu da onun sevgisi olmuş. Yemiyor, içmiyor,
uyumuyor.
Böyle dağlarda “Leyla, Leyla” diye ağlamış durmuş. Sonunda
ne olmuş? Leyla’nın aşkı onu ihata etmiş. Mecnun kendisini yok
etmiş, kendisini kaybetmiş, Leyla görünmüş. Kendini de Leyla
görmüş. Eşyayı taşları ağaçları kuşları hep Leyla görmüş. Böyle
hareketsiz kalmış, kuşlar onun başında hep yuva yapmışlar.
Mecnûn'u görün n'etti Leylâ'daki âh ile
Ferhâd da Şîrîn için gör neyledi dağ ile
Her birisi bağlandı bir âhenîn bağ ile
Bağ denince (ahu) avlanıyor.
Av insanlara açlıkta gerekir. Avın helalliği vardır, haramlığı da
vardır. Bir insanın yiyeceği, içeceği, giyeceği var, bir ihtiyacı yok-
sa avlanması haram değilse de, takvaca helal de değildir. Av kime
helaldir? Yiyecek bir şeyi yoktur. Mesela evinde çoluğu çocuğu
var yıllar geçiyor et alıp, parası yok yediremiyor. Ayrıca onun bir
de açlığı da var. Çoluğu çocuğu açlıktan kurtarmak için, eti tatsın-
lar mahzun olmasınlar diye, gider avı avlar getirir. Bunlara müsaa-
de edilmiş yoksa insanın hali vakti yerinde, etini alabiliyorsa onlara
yasaktır.
Mecnûn'u görün n'etti Leylâ'daki âh ile
Ferhâd da Şîrîn için gör neyledi dağ ile
Her birisi bağlandı bir âhenîn bağ ile
Sen seni âşık sanma bir beyhude âh ile
Var etti özün anlar ol nûr-ı İlâh ile