Page 362 - Gülden Bülbüllere 5 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 362
Tasavvuf Sohbetleri 5 357
İşte bu cihad-ı ekberdir. Kalbinden eğer bunları atıyorsan senin
kalbin cari akan bir nehirdir, kirlenmez. Eğer kalbine geleni tutar-
san bir çukura birikmiş bir göl suyu gibidir, kirlenir. Her kimse ne
atarsa orada kalır, gitmez. Atıla atıla orada ne olur? O su suluğunu
kaybeder, yosunlanır, paslanır, kirlenir berbat mülevves olur. Çün-
kü kabız hâlinde gaflet geliyor.
İşte demek ki zaman zaman, tedricen tedricen insanlar kabız ha-
linde ne yapıyor? Gafleti azaltıyor, küçültüyor. Biri küçülünce
birisi büyüyor, biri azalınca biri çoğalıyor. Nasıl ki mevsime göre
geceler kısaldıkça gündüzler uzuyor. Mevsime göre gündüzler
kısaldıkça geceler uzuyor. Hatta mevsim deyince öyle ülkeler var
ki bir saat güneş doğuyor, gündüze düşüyor veya bir saat geceye
düşüyor. Öyle ülkeler var ki altı ay hiç güneş doğmuyor veya altı
ay hiç gece olmuyor.
Onun için işte kalbî cihadı yapmak lazımdır. Demek ki biz ney-
le terakki edeceğiz? Hâlimiz, fiilimiz, amelimizle.
Fiiliyatımız, ameliyetimiz irademize, elimize verilmiştir. Bir si-
lah gibi onu kullanacağız.
Ama hâle gelince hâl iradenin dışında kalmıştır. Hâl sahibin-
dendir fakat bunu makam edinceye kadar güzel şeyler de hâldir.
Hâl sahibi mesela rüyalar görür, uyku ile uyanıklık arasında bir
şeyler görür. Daha başka bir şeyler görür. Efendim, kalbinde çok
acayip garaip şeyler tecelli eder. Nurlar, sıfatlar ne bileyim çok
şeyler olur, görür. Sonra çok neşeli, keyifli olur bunlar hep nereden
geliyor? Basıt hâlinden gelir. Bunlar hâl işte, geliyor, gidiyor.
Bunlar neticede ne oluyor? Hâli, makam oluyor. Makam olunca
tamamen kabız halinden kesiliyor, basıt hâliyle tamamen kalıyor.
O zaman ârif oluyor.
Ârif kimdir? Allah’ı hiç unutmayandır. Yatarken uykuda çalı-
şırken, gezerken, otururken, kalkarken da Allah’ı zikredendir.
9
Cenâb-ı Hakk: “Kıyamen ve kuûden ve ala cünübihim ” ”Ayakta da
zikredin, otururken de zikredin, yatarken zikredin.” buyuruyor.
9 Al-i İmran, 3/191.